Pelin Kömükçü 2.5 yıldır nişanlı olduğu Rafi Morera ile kızları dünyaya geldikten sonra nikah masasına oturacak.Hamileliğinin dokuzuncu ayına giren oyuncu Pelin Körmükçü nişanlısı Rafi Morera ile doğumdan sonra nikah masasına oturacaklarını söyledi.
Hamile kaldıktan sonra hemen düğün yapmak istemediklerini söyleyen Körmükçü, "Kızımız doğduktan sonra parti yapacağız. Bu parti hem kızımıza hoşgeldin partisi olacak hem de bizim düğünümüz olacak" dedi.
18.11.08
İki yeni siyasi parti kuruldu
İsimleri ''Alternatif Parti 1'' ve ''İşçilerin Sosyalist Partisi''.''Alternatif Parti 1'' ve ''İşçilerin Sosyalist Partisi'' adıyla iki yeni siyasi parti kuruldu.
İçişleri Bakanlığı'na daha önceden kuruluş dilekçesi veren ''Alternatif Parti 1'' Genel Başkanı Mustafa Reşit Burkan, İçişleri Bakanlığına gelerek partinin kurulduğuna ilişkin ''alındı'' belgesini teslim aldı. Çıkışta basın mensuplarına açıklama yapan Burkan, iktidara geldiklerinde ilk olarak akreditasyon sorunun kaldıracaklarını belirtti. Hükümetin politikalarını eleştiren Burkan, ''partisinin lideri, programı, projeleri ve amblemiyle iktidara alternatif olacağını'' savundu.
Kısa adı ''ALPARTİ'' olan partinin ambleminin de ''güneş ve burma bilezik''ten oluştuğunu söyleyen Burkan, ''Güneşin ampulün alternatifi olduğunu, bileziklerin ise refahı temsil ettiğini'' belirtti.
Bu arada, ''İşçilerin Sosyalist Partisi'' yöneticileri de ''alındı'' belgelerini almak üzere İçişleri Bakanlığı'na geldiler.
Bakanlıktan çıkarken basın mensuplarının sorularını yanıtlayan parti yöneticileri, kısa adı ''Sosyalist Partisi'' olması planlanan partinin iki hafta içinde yapılacak kurucular kurulu toplantısında genel başkan ve amblemin belirleneceğini kaydettiler.
İçişleri Bakanlığı kayıtlarına göre son kurulanlarla Türkiye'deki siyasi parti sayısının 61'e yükseldiği belirtildi.
İçişleri Bakanlığı'na daha önceden kuruluş dilekçesi veren ''Alternatif Parti 1'' Genel Başkanı Mustafa Reşit Burkan, İçişleri Bakanlığına gelerek partinin kurulduğuna ilişkin ''alındı'' belgesini teslim aldı. Çıkışta basın mensuplarına açıklama yapan Burkan, iktidara geldiklerinde ilk olarak akreditasyon sorunun kaldıracaklarını belirtti. Hükümetin politikalarını eleştiren Burkan, ''partisinin lideri, programı, projeleri ve amblemiyle iktidara alternatif olacağını'' savundu.
Kısa adı ''ALPARTİ'' olan partinin ambleminin de ''güneş ve burma bilezik''ten oluştuğunu söyleyen Burkan, ''Güneşin ampulün alternatifi olduğunu, bileziklerin ise refahı temsil ettiğini'' belirtti.
Bu arada, ''İşçilerin Sosyalist Partisi'' yöneticileri de ''alındı'' belgelerini almak üzere İçişleri Bakanlığı'na geldiler.
Bakanlıktan çıkarken basın mensuplarının sorularını yanıtlayan parti yöneticileri, kısa adı ''Sosyalist Partisi'' olması planlanan partinin iki hafta içinde yapılacak kurucular kurulu toplantısında genel başkan ve amblemin belirleneceğini kaydettiler.
İçişleri Bakanlığı kayıtlarına göre son kurulanlarla Türkiye'deki siyasi parti sayısının 61'e yükseldiği belirtildi.
"Vertrauen" güven demektir
Göçmen çocuklar Alman yetişkinlerle biraraya geliyor. Özlem Topçu'nun haberi..ALMANYA Türk Toplumu Hamburg grubu ve Hamburg Vatandaş Vakfı yeni bir
proje yönetiyor: “Güven-Vertrauen”.
Bu projenin amacı, 5 -12 yaş arası göçmen çocuklarını Alman yetişkinlerle
bir araya getirmek, uzun vaadeli mentor ve öğrenci ilişkileri kurmak.
Proje, geçen yıl Hamburg’un Altona-Altstadt Semti’nde yapilan deneme
döneminden sonra şimdi sehrin diğer semtlerine ve diğer ülke kökenli
çocuklara da açılacak.
Proje yönetmeni ve Almanya Türk Toplumu üyesi Güven Polat hedeflerini
şöyle ifade etti:
“Birkaç yıl içinde Hamburg’da yaşayan 25 yaşını doldurmayan gençlerin
yüzde 50’si yabanci kökenli olacak. Ama Almanya’da yetişen yabancı asıllı
çocuklar eğitimde ve sonra da iş yaşamlarinda başarılı olamıyor. Bu bir
gerçek ve “PISA” (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı)
araştırmalarının bir sonucu. Bu durumu değistirmeliyiz, yoksa hepimiz
kaybederiz. Uyumunn en büyük motoru insanların arasında eşitliği artirmak
ve azınlıklara eğitimde eşit şans tanımaktır. Ama okulda başarılı olmak
için çocuklarımız öncellikle kendilerine güvenmeyi öğrenmeli ve
kendilerini Alman toplumunun bir parçası görmeli.”
Yeni arkadaşlıklar kurmak ve birbirini tanımak için, Hamburg Altona
Semti’nde bulunan Türk Toplumu’nun ofisinde düzenlenen projenin tanıtımına yaklaşık 60 çocuk, anneleri, babaları ve gelecek mentorlar katıldı. On yaşındaki Kemal, yeni ablasını pek çabuk benimsedi ve “benim ablam ya da ağabeyim yok, onun için çok seviniyorum” dedi. Kemal’ın mentoru 25
yaşındaki Katrin Elger olacak. Bugünden itibaren bir yıl içinde haftada
bir kere buluşup birlikte vakit geçirecekler. Katrin Elger, “Kemal bana
piyano çalmak istediğini anlattı. Benim piyanom var ve ona biraz
öğreteceğime söz verdim” dedi.
Proje yöneticisi Güven Polat, göçmen çocuklarının yaşadığı zorluklari
biliyor. Yetmişli yıllarin başında annesi ve babasi işçi olarak Almanya”ya
göç etmiş ve Polat”ı da yedi yaşındayken Almanya”ya getirmişler. Kisa süre
sonra yaşadıklari sitedeki Alman komşulara “amca” ve “teyze” demeye
başlayan Güven Polat, “Bu kişiler bana çok iyi davrandı ve kendi yeğenleri
gibi baktı. Bana Almanya”nın güzel yüzünü gösterdiler” dedi.
“Güven Projesi” başlangıçta Türkçe konuşan ve Altona-Altstadt ve
çevresinde yaşayan çocuklar için pilot proje olarak düşünülmüştür. Daha
sonra süreçte proje diğer ulkelerden çocuklara ve Hamburg’un diğer
semtelerine de yaygınlaştırılacak.
Projenin yöneticileri, birlikte uçurtma uçurdular, Hamburg’u keşfedip
oyunlar oynadılar ve bol bol okudular. Proje boyunca sürecek bu
etkinliklerle, mentor ile öğrencisi arasında güvene dayalı bir ilişkinin
gelişmesi arzulanıyor. Güven Polat buradaki amacı şöyle açıklıyor:
“Hedefimiz çocuğun özgüvenini, lisanını ve eğitime ilgisini artırmak ve
kültürler arasında aynı seviyede köprüler oluşturmak.”
Mentoring ne demektir?
Mentor kelimesi eski Yunanca’dan geliyor ve “tecrübeli danışman, yardım
eden, teşvik eden” demektir.
Mentoring’in temeli İngilizce konuşulan bölgelere dayanır ve çoğunlukla
daha yaşlı ve tecrübeli bir şahıs (mentor) ile başka bir, yardıma ve
talimata ihtiyaci olan şahıs (mentee) arasındaki dayanışma ve
yardımlaşmayı belirtir.
Bu durumda mentor idol, önder rolünü üstlenir ve mentee’ye kendi
yeteneklerini geliştirmesi ve güçlendirmesi için yardımcı olur.
Bu ilişkiden sadece mentee değil, mentor da faydalanmaktadır – karşılıklı
olarak birbirlerinden öğrenmeleri ve dostluklar kurmaları olanaklı
olacaktır.
Neden “Güven-Vertrauen”?
Güven hem projenin hem de amaçlarının başarılı olabilmesinin ön
koşuludur.Özellikle de menteelerin kendilerine olan güvenlerini
pekiştirmeleri amaçlanıyor. Proje yöneticileri bu çocukların Alman
toplumun tam bir üyesi olduklarını ve orada kendilerine bir gelecek
kurabileceklerini anlayabilmeleri için bu güvene ihtiyaçları olduklarını
vurguladı.
proje yönetiyor: “Güven-Vertrauen”.
Bu projenin amacı, 5 -12 yaş arası göçmen çocuklarını Alman yetişkinlerle
bir araya getirmek, uzun vaadeli mentor ve öğrenci ilişkileri kurmak.
Proje, geçen yıl Hamburg’un Altona-Altstadt Semti’nde yapilan deneme
döneminden sonra şimdi sehrin diğer semtlerine ve diğer ülke kökenli
çocuklara da açılacak.
Proje yönetmeni ve Almanya Türk Toplumu üyesi Güven Polat hedeflerini
şöyle ifade etti:
“Birkaç yıl içinde Hamburg’da yaşayan 25 yaşını doldurmayan gençlerin
yüzde 50’si yabanci kökenli olacak. Ama Almanya’da yetişen yabancı asıllı
çocuklar eğitimde ve sonra da iş yaşamlarinda başarılı olamıyor. Bu bir
gerçek ve “PISA” (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı)
araştırmalarının bir sonucu. Bu durumu değistirmeliyiz, yoksa hepimiz
kaybederiz. Uyumunn en büyük motoru insanların arasında eşitliği artirmak
ve azınlıklara eğitimde eşit şans tanımaktır. Ama okulda başarılı olmak
için çocuklarımız öncellikle kendilerine güvenmeyi öğrenmeli ve
kendilerini Alman toplumunun bir parçası görmeli.”
Yeni arkadaşlıklar kurmak ve birbirini tanımak için, Hamburg Altona
Semti’nde bulunan Türk Toplumu’nun ofisinde düzenlenen projenin tanıtımına yaklaşık 60 çocuk, anneleri, babaları ve gelecek mentorlar katıldı. On yaşındaki Kemal, yeni ablasını pek çabuk benimsedi ve “benim ablam ya da ağabeyim yok, onun için çok seviniyorum” dedi. Kemal’ın mentoru 25
yaşındaki Katrin Elger olacak. Bugünden itibaren bir yıl içinde haftada
bir kere buluşup birlikte vakit geçirecekler. Katrin Elger, “Kemal bana
piyano çalmak istediğini anlattı. Benim piyanom var ve ona biraz
öğreteceğime söz verdim” dedi.
Proje yöneticisi Güven Polat, göçmen çocuklarının yaşadığı zorluklari
biliyor. Yetmişli yıllarin başında annesi ve babasi işçi olarak Almanya”ya
göç etmiş ve Polat”ı da yedi yaşındayken Almanya”ya getirmişler. Kisa süre
sonra yaşadıklari sitedeki Alman komşulara “amca” ve “teyze” demeye
başlayan Güven Polat, “Bu kişiler bana çok iyi davrandı ve kendi yeğenleri
gibi baktı. Bana Almanya”nın güzel yüzünü gösterdiler” dedi.
“Güven Projesi” başlangıçta Türkçe konuşan ve Altona-Altstadt ve
çevresinde yaşayan çocuklar için pilot proje olarak düşünülmüştür. Daha
sonra süreçte proje diğer ulkelerden çocuklara ve Hamburg’un diğer
semtelerine de yaygınlaştırılacak.
Projenin yöneticileri, birlikte uçurtma uçurdular, Hamburg’u keşfedip
oyunlar oynadılar ve bol bol okudular. Proje boyunca sürecek bu
etkinliklerle, mentor ile öğrencisi arasında güvene dayalı bir ilişkinin
gelişmesi arzulanıyor. Güven Polat buradaki amacı şöyle açıklıyor:
“Hedefimiz çocuğun özgüvenini, lisanını ve eğitime ilgisini artırmak ve
kültürler arasında aynı seviyede köprüler oluşturmak.”
Mentoring ne demektir?
Mentor kelimesi eski Yunanca’dan geliyor ve “tecrübeli danışman, yardım
eden, teşvik eden” demektir.
Mentoring’in temeli İngilizce konuşulan bölgelere dayanır ve çoğunlukla
daha yaşlı ve tecrübeli bir şahıs (mentor) ile başka bir, yardıma ve
talimata ihtiyaci olan şahıs (mentee) arasındaki dayanışma ve
yardımlaşmayı belirtir.
Bu durumda mentor idol, önder rolünü üstlenir ve mentee’ye kendi
yeteneklerini geliştirmesi ve güçlendirmesi için yardımcı olur.
Bu ilişkiden sadece mentee değil, mentor da faydalanmaktadır – karşılıklı
olarak birbirlerinden öğrenmeleri ve dostluklar kurmaları olanaklı
olacaktır.
Neden “Güven-Vertrauen”?
Güven hem projenin hem de amaçlarının başarılı olabilmesinin ön
koşuludur.Özellikle de menteelerin kendilerine olan güvenlerini
pekiştirmeleri amaçlanıyor. Proje yöneticileri bu çocukların Alman
toplumun tam bir üyesi olduklarını ve orada kendilerine bir gelecek
kurabileceklerini anlayabilmeleri için bu güvene ihtiyaçları olduklarını
vurguladı.
"Türkiye'nin yüzde 99'u diş tedavisi olmalı"
Hem de acilen...Kayseri Dişhekimleri Odası Başkanı Dr. Umut Kural, Türkiye nüfusunun yüzde 99'unun acil diş tedavisine ihtiyacı olduğunu söyledi.
Kural, ''Bilimsel Diş Hekimliğinin 100. Yılı'' ve Ağız Diş Sağlığı Haftası nedeniyle düzenlediği basın toplantısında, Türk diş hekimliğinin, 100 yıl öncesine göre büyük gelişme kaydettiğini belirtti.
Türk diş hekimlerinin yurt dışındaki meslektaşlarından çok daha üstün hizmet sunduğunu savunan Kural, şöyle devam etti:
''Bizim esas vurgulamak istediğimiz konu, toplumun ağız ve diş sağlığının korunmasıdır. Bu konuda çok büyük eksikliklerimiz var. Bugüne kadarki hükümetler ne yazık ki ağız ve diş sağlığı hizmetlerine üvey evlat muamelesi yapmışlardır. Ancak ağız ve diş sağlığı genel sağlığın ayrılmaz bir parçasıdır. Umarız Dünya Sağlık Örgütü'nün ağız ve diş sağlığına verdiği önem bizim bürokratlarımıza da örnek olur.''
Kural, toplumun ağız ve diş sağlığı konusunda bilinçlendirilmesi için ebeveynlerin, öğretmenlerin, Diyanet İşleri Başkanlığının, basının, bu konuda en ufak bir fayda sağlayabilecek tüm kurum ve kuruluşların kendilerine destek olmasını istedi.
Türkiye nüfusunun yüzde 99'unun acil diş tedavisine ihtiyacı olduğunu ifade eden Kural, gebelerin, çocukların, yaşlıların ve romatizmal kalp hastalığı gibi sistemik hastalığı olanların risk grubunda olduğunu bildirdi.
Kural, kalp hastalıklarının 7'de birinin diş kaynaklı olduğuna dikkati çekerek, ''Bu söylediğim rakam, bilimsel bir veridir. Ancak Türkiye'de hastalıkların kökeni maalesef araştırılmıyor. Hastalıkların kökenine inilebilse birçok hastalığının kökeninin diş kaynaklı olduğu ortaya çıkacaktır'' dedi.
Ağız ve diş sağlığının korunması için öncelikle vatandaşların hekime gitmeye alıştırılması gerektiğini vurgulayan Dr. Umut Kural, şunları kaydetti:
''Gelişmiş ülkelerdeki filmlere, programlara bakın. Hiçbir programda çocukların, ebeveynlerin dişlerini fırçalamadan yattığını göremezsiniz. Çünkü programın yapımcısı biliyor ki eğer onu dişini fırçalamadan yatırırsa toplum kendine inanmayacak. Bizim yaptığımız dizilerde ise dişini fırçalamadan yatmak bana dahi doğal geliyor. Bu ciddi bir tespittir. Bütün bunlar toplumun alışkanlığıdır. Bu alışkanlığı kazanmamız lazım. Diş hastalıklarının yüzde 100'ü önlenebilir hastalıklardır. Bu alışkanlığı kazandığımızda hastalıklar önlenebilecektir.''
Kural, ''Bilimsel Diş Hekimliğinin 100. Yılı'' ve Ağız Diş Sağlığı Haftası nedeniyle düzenlediği basın toplantısında, Türk diş hekimliğinin, 100 yıl öncesine göre büyük gelişme kaydettiğini belirtti.
Türk diş hekimlerinin yurt dışındaki meslektaşlarından çok daha üstün hizmet sunduğunu savunan Kural, şöyle devam etti:
''Bizim esas vurgulamak istediğimiz konu, toplumun ağız ve diş sağlığının korunmasıdır. Bu konuda çok büyük eksikliklerimiz var. Bugüne kadarki hükümetler ne yazık ki ağız ve diş sağlığı hizmetlerine üvey evlat muamelesi yapmışlardır. Ancak ağız ve diş sağlığı genel sağlığın ayrılmaz bir parçasıdır. Umarız Dünya Sağlık Örgütü'nün ağız ve diş sağlığına verdiği önem bizim bürokratlarımıza da örnek olur.''
Kural, toplumun ağız ve diş sağlığı konusunda bilinçlendirilmesi için ebeveynlerin, öğretmenlerin, Diyanet İşleri Başkanlığının, basının, bu konuda en ufak bir fayda sağlayabilecek tüm kurum ve kuruluşların kendilerine destek olmasını istedi.
Türkiye nüfusunun yüzde 99'unun acil diş tedavisine ihtiyacı olduğunu ifade eden Kural, gebelerin, çocukların, yaşlıların ve romatizmal kalp hastalığı gibi sistemik hastalığı olanların risk grubunda olduğunu bildirdi.
Kural, kalp hastalıklarının 7'de birinin diş kaynaklı olduğuna dikkati çekerek, ''Bu söylediğim rakam, bilimsel bir veridir. Ancak Türkiye'de hastalıkların kökeni maalesef araştırılmıyor. Hastalıkların kökenine inilebilse birçok hastalığının kökeninin diş kaynaklı olduğu ortaya çıkacaktır'' dedi.
Ağız ve diş sağlığının korunması için öncelikle vatandaşların hekime gitmeye alıştırılması gerektiğini vurgulayan Dr. Umut Kural, şunları kaydetti:
''Gelişmiş ülkelerdeki filmlere, programlara bakın. Hiçbir programda çocukların, ebeveynlerin dişlerini fırçalamadan yattığını göremezsiniz. Çünkü programın yapımcısı biliyor ki eğer onu dişini fırçalamadan yatırırsa toplum kendine inanmayacak. Bizim yaptığımız dizilerde ise dişini fırçalamadan yatmak bana dahi doğal geliyor. Bu ciddi bir tespittir. Bütün bunlar toplumun alışkanlığıdır. Bu alışkanlığı kazanmamız lazım. Diş hastalıklarının yüzde 100'ü önlenebilir hastalıklardır. Bu alışkanlığı kazandığımızda hastalıklar önlenebilecektir.''
İşte Van'ın ilk kadın kaymakamı
28 yaşındaki genç kaymakam her sorunu çözecek. CNA Muhabiri Cemal Aşan'ın haberiVan tarihinde ilk kadın kaymakam Saray ilçesine atandı. İçişleri Bakanlığı’nın Emniyet Müdürleri ve Kaymakamlar Kararnamesi’nin yayınlanmasının ardından Meral Demirbaş Saray ilçesine atanırken, meslektaşı olan eşi Hüseyin Demirbaş da Saray’a 15 kilometre uzaklıktaki Özalp ilçesine atandı. Kaymakam Meral Demirbaş (28), ilçede en büyük sorunun işsizlik ve eğitim olduğunu, bunu çözmek için gerekeni yapacaklarını söyledi. Yaklaşık bir ay önce görevine başlayan Demirbaş, kadın olmasının hemcinslerinin sorunlarını kendisine daha rahatça iletebilmeleri konusunda büyük avantaj olduğunu da vurguladı.
Cemal AŞAN / VAN (CNA)
“ÖNCELİK EĞİTİM VE İŞSİZLİK”
Saray’ın en büyük sorunları olan eğitim ve işsizlik konularının çözümü için ellerinden geleni yapacaklarını belirten Kaymakam Demirbaş, ilçede çocukları okullu yapabilmek için kapı kapı dolaşıldığını ifade ederek, “Buradaki insanlarımız çocuklarının bir an önce para kazanmasını istedikleri için okumalarına pek sıcak bakmıyorlar. Bunun mücadelesini veriyoruz.
İnsanlarımızı da hor görmüyoruz, çünkü gerçekten zor durumdalar. İlçede işsizlik had safhada. Çünkü genç nüfus çok fazla. İş sahaları olmadığı için işsizlik ilçemizin en büyük korkulu rüyası haline gelmiş durumda” diye konuştu.
‘KAPIKÖY SINIR KAPISI AÇILSIN’
İşsizliğe çözüm olması için Kapıköy Sınır Kapısı’nın açılması gerektiğini belirten Kaymakam Demirbaş, “İlçemizde ciddi anlamda bir işsizlik söz konusu. Genç nüfusun sayısı son derece fazla. Yanı başımızdaki Kapıköy Sınır Kapısı yenidne açılırsa ilçemizde ve hatta ilimizdeki işsizlik problemini en asgariye indireceğini düşünüyoruz. Kapının açık olduğu dönemde insanlar dükkan açmış, iş yapmış. Ancak kapı kapandıktan sonra insanlar kaçmış, işsiz kalmış. Bunun yanı sıra burada kazanan insan buraya yatırım yapmıyor, para Özalp veya Van’a kayıyor. Sınır kapısı ile ilgili çalışmalar var, umuyoruz ki bir an önce açılır ve insanlarımız bu işsizlik probleminden kurtulur” şeklinde konuştu.
İlçedeki diğer önemli sorun olan eğitimle ilgili de özellikle öğretmenlerin bire bir ailelerle görüşüp çocuklarını okula göndermeleri konusunda ikna çalışması yaptıklarını belirten Demirbaş, “Maddi problemden dolayı çocuğunu okula gönderemeyen ailelere destek sağlıyoruz. Öte yandan YİBO’daki öğrencilerimizin ufkunu açmak için özellikle hemşehrileri olan doktor, avukat, gazeteci, öğretmen gibi meslek sahiplerini getirip bilgi vermelerini ve mesleklerini tanıtmalarını sağlayacağız. Bu şekilde öğrencilerimizin ufkunu açmayı planlıyoruz. Mesela benim yanıma bazen kız çocukları gelerek ‘nasıl kaymakam oldunuz’ diyor. Bu tür örnekler öğrencilerin okuma arzusunu tetikliyor” diye konuştu.
‘MESLEKTE KADIN OLMANIN AVANTAJI VAR’
Kadın olmanın meslekte avantaj olduğunu kaydeden Demirbaş, “Mesleğe girerken şüphe duyabiliyorsunuz, ancak özellikle Doğu bölgesinde bayan olmanın çok büyük avantajları var. Çünkü burada kadınlar direkt olarak sorunlarını size sıkılmadan aktarabiliyorlar. Bu şekilde çözüm bulmak da çok daha kolay oluyor. Benim için doğuda görev yapmak son derece önemli. Burada görev yaptığımız için son derece mutluyuz.”
MERAL DEMİRBAŞ KİMDİR?
Meral Demirbaş, 27.06.1980 tarihinde Ankara’da doğdu. Hacettepe Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü'nden 2003 yılında mezun oldu. Nottigham Üniversitesi’nde Kamu Yönetimi alanında yüksek lisansını tamamladı. 2004 yılında Bartın’da kaymakam adayı olarak göreve başladı. Kırıkkale-Delice, Bartın-Ulus, Bartın-Kurucaşile ve Bilecik-İnhisar ilçelerinde görev yaptı. 28 Ağustos 2008 Tarihli Kararname ile Van’ın Saray ilçesine atandı. Evli olan Demirbaş, 1 çocuk annesi.
Cemal AŞAN / VAN (CNA)
“ÖNCELİK EĞİTİM VE İŞSİZLİK”
Saray’ın en büyük sorunları olan eğitim ve işsizlik konularının çözümü için ellerinden geleni yapacaklarını belirten Kaymakam Demirbaş, ilçede çocukları okullu yapabilmek için kapı kapı dolaşıldığını ifade ederek, “Buradaki insanlarımız çocuklarının bir an önce para kazanmasını istedikleri için okumalarına pek sıcak bakmıyorlar. Bunun mücadelesini veriyoruz.
İnsanlarımızı da hor görmüyoruz, çünkü gerçekten zor durumdalar. İlçede işsizlik had safhada. Çünkü genç nüfus çok fazla. İş sahaları olmadığı için işsizlik ilçemizin en büyük korkulu rüyası haline gelmiş durumda” diye konuştu.
‘KAPIKÖY SINIR KAPISI AÇILSIN’
İşsizliğe çözüm olması için Kapıköy Sınır Kapısı’nın açılması gerektiğini belirten Kaymakam Demirbaş, “İlçemizde ciddi anlamda bir işsizlik söz konusu. Genç nüfusun sayısı son derece fazla. Yanı başımızdaki Kapıköy Sınır Kapısı yenidne açılırsa ilçemizde ve hatta ilimizdeki işsizlik problemini en asgariye indireceğini düşünüyoruz. Kapının açık olduğu dönemde insanlar dükkan açmış, iş yapmış. Ancak kapı kapandıktan sonra insanlar kaçmış, işsiz kalmış. Bunun yanı sıra burada kazanan insan buraya yatırım yapmıyor, para Özalp veya Van’a kayıyor. Sınır kapısı ile ilgili çalışmalar var, umuyoruz ki bir an önce açılır ve insanlarımız bu işsizlik probleminden kurtulur” şeklinde konuştu.
İlçedeki diğer önemli sorun olan eğitimle ilgili de özellikle öğretmenlerin bire bir ailelerle görüşüp çocuklarını okula göndermeleri konusunda ikna çalışması yaptıklarını belirten Demirbaş, “Maddi problemden dolayı çocuğunu okula gönderemeyen ailelere destek sağlıyoruz. Öte yandan YİBO’daki öğrencilerimizin ufkunu açmak için özellikle hemşehrileri olan doktor, avukat, gazeteci, öğretmen gibi meslek sahiplerini getirip bilgi vermelerini ve mesleklerini tanıtmalarını sağlayacağız. Bu şekilde öğrencilerimizin ufkunu açmayı planlıyoruz. Mesela benim yanıma bazen kız çocukları gelerek ‘nasıl kaymakam oldunuz’ diyor. Bu tür örnekler öğrencilerin okuma arzusunu tetikliyor” diye konuştu.
‘MESLEKTE KADIN OLMANIN AVANTAJI VAR’
Kadın olmanın meslekte avantaj olduğunu kaydeden Demirbaş, “Mesleğe girerken şüphe duyabiliyorsunuz, ancak özellikle Doğu bölgesinde bayan olmanın çok büyük avantajları var. Çünkü burada kadınlar direkt olarak sorunlarını size sıkılmadan aktarabiliyorlar. Bu şekilde çözüm bulmak da çok daha kolay oluyor. Benim için doğuda görev yapmak son derece önemli. Burada görev yaptığımız için son derece mutluyuz.”
MERAL DEMİRBAŞ KİMDİR?
Meral Demirbaş, 27.06.1980 tarihinde Ankara’da doğdu. Hacettepe Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü'nden 2003 yılında mezun oldu. Nottigham Üniversitesi’nde Kamu Yönetimi alanında yüksek lisansını tamamladı. 2004 yılında Bartın’da kaymakam adayı olarak göreve başladı. Kırıkkale-Delice, Bartın-Ulus, Bartın-Kurucaşile ve Bilecik-İnhisar ilçelerinde görev yaptı. 28 Ağustos 2008 Tarihli Kararname ile Van’ın Saray ilçesine atandı. Evli olan Demirbaş, 1 çocuk annesi.
İşte Van'ın ilk kadın kaymakamı
28 yaşındaki genç kaymakam her sorunu çözecek. CNA Muhabiri Cemal Aşan'ın haberi//W3C//DTD XHTML 1.0 Transitional//EN" "http://www.w3.org/TR/xhtml1/DTD/xhtml1-transitional.dtd">
- - HABERTÜRK - Türkiye'nin En Büyük İnternet Gazetesi
function YeniPencere(mypage, myname, w, h, scroll)
{
var winl = (screen.width - w) / 2;
var wint = (screen.height - h) / 2;
winprops = 'height='+h+',width='+w+',top='+wint+',left='+winl+',scrollbars='+scroll+',resizable=no'
win = window.open(mypage, myname, winprops)
}
if (top != self)
top.location.href = location.href;
//
function hideDiv(divID)
{
document.getElementById(''+divID+'').style.display = 'none';
}
function displayDiv(divID)
{
document.getElementById(''+divID+'').style.display = 'block';
}
//
var eski=1;
function KategoriMansetGoster(jj)
{
document.getElementById("pattlink"+eski+"").style.color="";
document.getElementById("patt"+eski+"").className="mansetdiv";
document.getElementById("pattlink"+jj+"").style.color="#eaeaea";
document.getElementById("patt"+jj+"").className="mansetdiv2";
eski=jj;
}
function SporMansetGoster(jj)
{
document.getElementById("pattlink"+eski+"").style.color="";
document.getElementById("patt"+eski+"").className="spordiv";
document.getElementById("pattlink"+jj+"").style.color="#f8f8f8";
document.getElementById("patt"+jj+"").className="spordiv2";
eski=jj;
}
function SporDegis(i)
{
i = eski + i;
if(i > 10) i=1;
if(i < 1) i=10;
SporMansetGoster(i);
Haberturk('/KategoriMansetler.asp?id=170&mns=' + i, 'txtManset')
}
//
var bustcachevar=1
var rootdomain="http://"+window.location.hostname
var bustcacheparameter=""
function Haberturk(url, txt)
{
var page_request = false
if (window.XMLHttpRequest)
page_request = new XMLHttpRequest()
else if (window.ActiveXObject)
{
try {
page_request = new ActiveXObject("Msxml2.XMLHTTP")
}
catch (e)
{
try
{
page_request = new ActiveXObject("Microsoft.XMLHTTP")
}
catch (e){}
}
}
else
return false
page_request.onreadystatechange=function()
{
loadpage(page_request, txt)
}
if (bustcachevar)
{
bustcacheparameter=(url.indexOf("?")!=-1)? "&"+new Date().getTime() : "?"+new Date().getTime()
page_request.open('GET', url+bustcacheparameter, true)
page_request.send(null)
}
}
function loadpage(page_request, txt)
{
if (page_request.readyState == 4 && (page_request.status==200 || window.location.href.indexOf("http")==-1))
{
document.getElementById(txt).innerHTML=page_request.responseText
}
}
Türkiye'nin En Büyük İnternet Gazetesi
- - HABERTÜRK - Türkiye'nin En Büyük İnternet Gazetesi
function YeniPencere(mypage, myname, w, h, scroll)
{
var winl = (screen.width - w) / 2;
var wint = (screen.height - h) / 2;
winprops = 'height='+h+',width='+w+',top='+wint+',left='+winl+',scrollbars='+scroll+',resizable=no'
win = window.open(mypage, myname, winprops)
}
if (top != self)
top.location.href = location.href;
//
function hideDiv(divID)
{
document.getElementById(''+divID+'').style.display = 'none';
}
function displayDiv(divID)
{
document.getElementById(''+divID+'').style.display = 'block';
}
//
var eski=1;
function KategoriMansetGoster(jj)
{
document.getElementById("pattlink"+eski+"").style.color="";
document.getElementById("patt"+eski+"").className="mansetdiv";
document.getElementById("pattlink"+jj+"").style.color="#eaeaea";
document.getElementById("patt"+jj+"").className="mansetdiv2";
eski=jj;
}
function SporMansetGoster(jj)
{
document.getElementById("pattlink"+eski+"").style.color="";
document.getElementById("patt"+eski+"").className="spordiv";
document.getElementById("pattlink"+jj+"").style.color="#f8f8f8";
document.getElementById("patt"+jj+"").className="spordiv2";
eski=jj;
}
function SporDegis(i)
{
i = eski + i;
if(i > 10) i=1;
if(i < 1) i=10;
SporMansetGoster(i);
Haberturk('/KategoriMansetler.asp?id=170&mns=' + i, 'txtManset')
}
//
var bustcachevar=1
var rootdomain="http://"+window.location.hostname
var bustcacheparameter=""
function Haberturk(url, txt)
{
var page_request = false
if (window.XMLHttpRequest)
page_request = new XMLHttpRequest()
else if (window.ActiveXObject)
{
try {
page_request = new ActiveXObject("Msxml2.XMLHTTP")
}
catch (e)
{
try
{
page_request = new ActiveXObject("Microsoft.XMLHTTP")
}
catch (e){}
}
}
else
return false
page_request.onreadystatechange=function()
{
loadpage(page_request, txt)
}
if (bustcachevar)
{
bustcacheparameter=(url.indexOf("?")!=-1)? "&"+new Date().getTime() : "?"+new Date().getTime()
page_request.open('GET', url+bustcacheparameter, true)
page_request.send(null)
}
}
function loadpage(page_request, txt)
{
if (page_request.readyState == 4 && (page_request.status==200 || window.location.href.indexOf("http")==-1))
{
document.getElementById(txt).innerHTML=page_request.responseText
}
}
Türkiye'nin En Büyük İnternet Gazetesi
Obama'ya açık mektup
Türkiye'deki ABD karşıtlığı nasıl biter? İşte Washington Enstitüsü Türkiye programı Direktörü Doktor Soner Çağaptay'ın Newsweek'te yayımlanan mektubu.ABD'nin seçilmiş Başkanı Barack Obama ekonomik krizden, Irak'a hayli sorunlu bir gündem devralacak. Yeni başkanın önündeki en zorlu görevse, ülkesinin dünyadaki bozulan imajını düzeltmek olacak. Bu açıdan ABD'den en çok nefret eden ülkelerin başında gelen Türkiye ile ilişkiler büyük önem rtaşıyor. Washington Enstitüsü Türkiye programı Direktörü Doktor Soner Çağaptay, bu maksatla Obama'ya açık mektup yolladı ve bazı tavsiyelerde bulundu. Newsweek dergisinin uluslararası baskısında yayımlanan bu mektup, bu hafta Newsweek Türkiye'de de yer aldı. İşte Çağaptay'ın önerileri.
Çağaptay'ın Obama'ya yazdığı mektup ABD'nin Türkiye'deki imajıyla ilgili tespitlerle başlıyor.
Türkiye'nin anket sıralamalarında dünyadaki en Amerikan karşıtı ülke olduğuna dikkat çeken Çağaptay, bu olumsuz tablodan büyük payı AK Parti iktidarına çıkarıyor. AK Parti'nin, kendi popülaritesini arttırmak için Amerikan karşıtı bir söylem benimsediğini aktarıyor.
Türkiye'nin Amerikan politikaları açısından arz ettiği önemi bir kez daha vurgulayan Çağaptay, Türkiye'deki Amerikan karşıtlığıyla başa çıkmak için bir dizi öneride bulunuyor.
Çağaptay'ın Obama'ya yazdığı mektup ABD'nin Türkiye'deki imajıyla ilgili tespitlerle başlıyor.
Türkiye'nin anket sıralamalarında dünyadaki en Amerikan karşıtı ülke olduğuna dikkat çeken Çağaptay, bu olumsuz tablodan büyük payı AK Parti iktidarına çıkarıyor. AK Parti'nin, kendi popülaritesini arttırmak için Amerikan karşıtı bir söylem benimsediğini aktarıyor.
Türkiye'nin Amerikan politikaları açısından arz ettiği önemi bir kez daha vurgulayan Çağaptay, Türkiye'deki Amerikan karşıtlığıyla başa çıkmak için bir dizi öneride bulunuyor.
Lyon durdurulamıyor!
Avrupa'nın üst düzey futbol liglerinde bir hafta daha geride kalırken, İngiltere, İspanya, Almanya ve Fransa'da lider takımlar, haftayı 3 puanla tamamladılar. ...Avrupa'nın üst düzey futbol liglerinde bir hafta daha geride kalırken, İngiltere, İspanya, ve Fransa'da lider takımlar, haftayı 3 puanla tamamladılar.
LİGUE 1
Fransa Birinci Ligi'nde (Ligue 1), Son 7 yılın şampiyonu Lyon bu yılda şampiyonluğun en büyük favorisi olduğunu lig üçüncüsü Bordeuax'yu 2-1 yenerek gösterdi. Karim Benzema ve Kim Kallstrom'un golleriyle sonuca giden Lyon bu galibiyetle lig ikincisi Marsilya'yla arasındaki puan farkını 7'ye çıkardı.
Zira Marsilya kendi evinde ağırladığı Lorient karşısında 2-0 öne geçmesine karşın maçtan 3-2'lik yenilgiyle ayrıldı ve haftanın en büyük sürprizlerinden birisine imza attı.
PREMİER LİG
İngiltere Premier Ligi'nde 13. hafta maçları oynanırken, West Bromwich Albion'u deplasmanda 3-0 gibi net bir skorla deviren , 32 puanla liderliğini sürdürdü. Luiz Felipe Scolari'nin öğrencileri son haftaların formda ismi eski Fenerbahçeli Fransız yıldız Nicolas Anelka'nın 2 gol attığı maçta West Bromwich'i devirirken ilk yarıda sonuca giden adına diğer gol Bosingwa'dan geldi. Nicolas Anelka 12 golle gol krallığındaki liderliğini sürdürdü.
'yle birlikte Premier Lig'in zirvesinde yer alan ise Bolton Wanderers'ı deplasmanda Dirk Kuyt ve Steven Gerrard'ın golleriyle 2-0 yenerek zirve inadını sürdürdü.
Premier Lig'de bir maçı eksi Manchester United 24 puanla 3. sırada bulunuyor. Manchester ise Cumartesi günü oynadığı karşılaşmada Stoke City'i Cristiano Ronaldo'nun 2 gol attığı maçta 5-0 gibi farklı bir skorla devirerek önceki hafta Arsenal karşısında aldığı 2-1'lik yenilgiyi unutturdu. Cristiano Ronaldo Manchester United formasıyla 100. golüne imzasını attı.
LA LİGA
İspanya Birinci Futbol Ligi'nde (La Liga) haftanın en çok konuşulan takımı kuşkusuz Real Madrid oldu. Geçtiğimiz hafta Şampiyonlar Ligi'nde kendi sahasında 'a yenilen Real Madrid, hafta içinde 3. Lig ekibi Real Union'a şok bir şekilde elenip Kral Kupası'na veda etti. Real'in kötü gidişi bununla da son bulmadı ve yıldızlar topluluğu bu kez ligde Real Valladolid'e deplasmanda 1-0 mağlup oldu. Real Madrid'in Alman teknik direktörü Bernd Schuster üzerindeki baskı da bu mağlubiyetle üst düzeye çıktı.
Uruguaylı Fabian Canobbio'nun golüyle rakibine boyun eğen son şampiyon bu yenilgiyle ligde 4. sıraya kadar geriledi. La Liga'da sezona 5 puan kaybederek başladıktan sonra müthiş bir çıkış yakalayan ve üst üste 9. lig maçından da galibiyetle ayrılan ise 11. hafta maçında deplasmanda Türk futbolcu Ersen Martin'in takımı Recreativo Huelva'yı Messi ve Seydou Keita'nın golleriyle 2-0 mağlup etti. Joseph Guardiola'nın öğrencileri 11 maç sonunda 28 puanla liderliğini sürdürürken, Malaga deplasmanından 2-2'lik beraberlikle dönen Villarreal ise 25 puanla ikinci sırada kaldı. La Liga'da haftanın en önemli sürprizlerinden birisine ise ligin yeni takımlarından Sporting Gijon imza attı. Gijon zirve mücadelesi veren Valencia'yı deplasmanda 3-2 mağlup ederek, bu sezonki 5. galibiyetine imza attı.
BUNDESLİGA
Birinci Futbol Ligi'nde (Bundesliga), lider Bayer Leverkusen, haftanın maçında Schalke 04'ü 2-1 yenerek zirve keyfini sürdürdü. Patrick Helmes ve Stefan Kiessling'in golleriyle sonuca giden Leverkusen 28 puanla zirvede yer alırken, ligin yeni takımlarından Hoffenheim ise Wolfsburg'u 3-2 devirerek aynı puan ve averajla ikinci sıradaki yerini korudu. Bundesliga'da sıkıntılı günler geçiren son şampiyon Bayern Münih, Luca Toni ve Frank Ribery'nin penaltıdan attığı gollerle 2-0 öne geçtiği karşılaşmada Borussia Mönchengladbach'la 2-2 berabere kaldı.
Bayern Münih bu sonuçla puanını 25'e yükseltti ve 3. sırada yer aldı. Hamburg'u 2-1 deviren Hertha Berlin ise son haftalarda yakaladığı çıkışla puanını 24'e çıkarttı ve 4. sıraya yükseldi. 13. haftası geride kalan Bundesliga'da ligin en golcü ismi attığı gollerle takımı Hoffenheim'i zirveye taşıyan Vedad Ibisevic.
SERİE A
İtalya Birinci Futbol Ligi'nde (Serie A), 12. hafta geride kalırken son şampiyon Inter liderliğini sürdürdü. Deplasmanda Palermo'nun konuğu olan Jose Mourinho'nun öğrencileri rakibini İsveçli yıldızı Zlatan İbrahimovic'in golleriyle 2-0 devirerek 27 puanla zirvedeki yerini korudu.
Son haftalardaki çıkışıyla dikkat çeken ise Cenova'yı 4-1 yenerken, tüm maçlarda üst üste 7. galibiyetine imza attı. AC Milan Chievo'yu Brezilyalı yıldızı Kaka'nın golüyle 1-0 devirerek 26 puanla Inter'i takibini sürdürdü. Milan son 2 ayda ligin en dibinden zirveye ulaşarak ilginç bir istatistiğe imza attı. Napoli, Atlanta'ya 3-1 yenilerek 4. sıraya kadar gerilerken başkent derbisinde ise Roma, Lazio'yu 1-0 mağlup etti.
İHA
LİGUE 1
Fransa Birinci Ligi'nde (Ligue 1), Son 7 yılın şampiyonu Lyon bu yılda şampiyonluğun en büyük favorisi olduğunu lig üçüncüsü Bordeuax'yu 2-1 yenerek gösterdi. Karim Benzema ve Kim Kallstrom'un golleriyle sonuca giden Lyon bu galibiyetle lig ikincisi Marsilya'yla arasındaki puan farkını 7'ye çıkardı.
Zira Marsilya kendi evinde ağırladığı Lorient karşısında 2-0 öne geçmesine karşın maçtan 3-2'lik yenilgiyle ayrıldı ve haftanın en büyük sürprizlerinden birisine imza attı.
PREMİER LİG
İngiltere Premier Ligi'nde 13. hafta maçları oynanırken, West Bromwich Albion'u deplasmanda 3-0 gibi net bir skorla deviren , 32 puanla liderliğini sürdürdü. Luiz Felipe Scolari'nin öğrencileri son haftaların formda ismi eski Fenerbahçeli Fransız yıldız Nicolas Anelka'nın 2 gol attığı maçta West Bromwich'i devirirken ilk yarıda sonuca giden adına diğer gol Bosingwa'dan geldi. Nicolas Anelka 12 golle gol krallığındaki liderliğini sürdürdü.
'yle birlikte Premier Lig'in zirvesinde yer alan ise Bolton Wanderers'ı deplasmanda Dirk Kuyt ve Steven Gerrard'ın golleriyle 2-0 yenerek zirve inadını sürdürdü.
Premier Lig'de bir maçı eksi Manchester United 24 puanla 3. sırada bulunuyor. Manchester ise Cumartesi günü oynadığı karşılaşmada Stoke City'i Cristiano Ronaldo'nun 2 gol attığı maçta 5-0 gibi farklı bir skorla devirerek önceki hafta Arsenal karşısında aldığı 2-1'lik yenilgiyi unutturdu. Cristiano Ronaldo Manchester United formasıyla 100. golüne imzasını attı.
LA LİGA
İspanya Birinci Futbol Ligi'nde (La Liga) haftanın en çok konuşulan takımı kuşkusuz Real Madrid oldu. Geçtiğimiz hafta Şampiyonlar Ligi'nde kendi sahasında 'a yenilen Real Madrid, hafta içinde 3. Lig ekibi Real Union'a şok bir şekilde elenip Kral Kupası'na veda etti. Real'in kötü gidişi bununla da son bulmadı ve yıldızlar topluluğu bu kez ligde Real Valladolid'e deplasmanda 1-0 mağlup oldu. Real Madrid'in Alman teknik direktörü Bernd Schuster üzerindeki baskı da bu mağlubiyetle üst düzeye çıktı.
Uruguaylı Fabian Canobbio'nun golüyle rakibine boyun eğen son şampiyon bu yenilgiyle ligde 4. sıraya kadar geriledi. La Liga'da sezona 5 puan kaybederek başladıktan sonra müthiş bir çıkış yakalayan ve üst üste 9. lig maçından da galibiyetle ayrılan ise 11. hafta maçında deplasmanda Türk futbolcu Ersen Martin'in takımı Recreativo Huelva'yı Messi ve Seydou Keita'nın golleriyle 2-0 mağlup etti. Joseph Guardiola'nın öğrencileri 11 maç sonunda 28 puanla liderliğini sürdürürken, Malaga deplasmanından 2-2'lik beraberlikle dönen Villarreal ise 25 puanla ikinci sırada kaldı. La Liga'da haftanın en önemli sürprizlerinden birisine ise ligin yeni takımlarından Sporting Gijon imza attı. Gijon zirve mücadelesi veren Valencia'yı deplasmanda 3-2 mağlup ederek, bu sezonki 5. galibiyetine imza attı.
BUNDESLİGA
Birinci Futbol Ligi'nde (Bundesliga), lider Bayer Leverkusen, haftanın maçında Schalke 04'ü 2-1 yenerek zirve keyfini sürdürdü. Patrick Helmes ve Stefan Kiessling'in golleriyle sonuca giden Leverkusen 28 puanla zirvede yer alırken, ligin yeni takımlarından Hoffenheim ise Wolfsburg'u 3-2 devirerek aynı puan ve averajla ikinci sıradaki yerini korudu. Bundesliga'da sıkıntılı günler geçiren son şampiyon Bayern Münih, Luca Toni ve Frank Ribery'nin penaltıdan attığı gollerle 2-0 öne geçtiği karşılaşmada Borussia Mönchengladbach'la 2-2 berabere kaldı.
Bayern Münih bu sonuçla puanını 25'e yükseltti ve 3. sırada yer aldı. Hamburg'u 2-1 deviren Hertha Berlin ise son haftalarda yakaladığı çıkışla puanını 24'e çıkarttı ve 4. sıraya yükseldi. 13. haftası geride kalan Bundesliga'da ligin en golcü ismi attığı gollerle takımı Hoffenheim'i zirveye taşıyan Vedad Ibisevic.
SERİE A
İtalya Birinci Futbol Ligi'nde (Serie A), 12. hafta geride kalırken son şampiyon Inter liderliğini sürdürdü. Deplasmanda Palermo'nun konuğu olan Jose Mourinho'nun öğrencileri rakibini İsveçli yıldızı Zlatan İbrahimovic'in golleriyle 2-0 devirerek 27 puanla zirvedeki yerini korudu.
Son haftalardaki çıkışıyla dikkat çeken ise Cenova'yı 4-1 yenerken, tüm maçlarda üst üste 7. galibiyetine imza attı. AC Milan Chievo'yu Brezilyalı yıldızı Kaka'nın golüyle 1-0 devirerek 26 puanla Inter'i takibini sürdürdü. Milan son 2 ayda ligin en dibinden zirveye ulaşarak ilginç bir istatistiğe imza attı. Napoli, Atlanta'ya 3-1 yenilerek 4. sıraya kadar gerilerken başkent derbisinde ise Roma, Lazio'yu 1-0 mağlup etti.
İHA
İran'dan, Basra körfezinde yeni bir deniz üssü
İran'da Devrim Muhafızlarının, Basra Körfezi'nde yeni bir deniz üssüne sahip olduğu bildirildi.İran haber ajansı İRNA, yeni deniz üssünün Asaluye ...n class="ver11">İran'da Devrim Muhafızlarının, Basra Körfezi'nde yeni bir deniz üssüne sahip olduğu bildirildi.
İran haber ajansı İRNA, yeni deniz üssünün Asaluye limanında açıldığını, Kiş adaları ile Dayer limanı arasındaki boğazın batısında 300 kilometrelik bir alanı kontrol edeceğini aktardı.
Son deniz üssü, Eylül ayında Körfez güvenliği ve savunmasından sorumlu kılınan Devrim Muhafızlarının Basra'daki dördüncü üssü oldu.
AA
İran haber ajansı İRNA, yeni deniz üssünün Asaluye limanında açıldığını, Kiş adaları ile Dayer limanı arasındaki boğazın batısında 300 kilometrelik bir alanı kontrol edeceğini aktardı.
Son deniz üssü, Eylül ayında Körfez güvenliği ve savunmasından sorumlu kılınan Devrim Muhafızlarının Basra'daki dördüncü üssü oldu.
AA
Tel Aviv'de bir araçta patlama: 1 ölü
İsrail'in Tel Aviv kentinde bir araçta meydana gelen patlamada 1 kişi öldü.Ordu radyosunun haberine göre, öğle saatlerinde ana cadde üzerinde kiralık ...n class="ver11">İsrail'in Tel Aviv kentinde bir araçta meydana gelen patlamada 1 kişi öldü.
Ordu radyosunun haberine göre, öğle saatlerinde ana cadde üzerinde kiralık olduğu belirlenen bir araç, molotofkokteyli veya el bombası olduğu sanılan patlayıcıyla havaya uçuruldu, yanan araçtaki bir kişi yaşamını yitirdi, 3 kişi de hafif yaralandı.
Görgü tanıkları, çok şiddetli olduğunu belirttikleri patlamanın etkisiyle çevredeki bazı binaların camlarının kırıldığını ifade etti.
AA
Ordu radyosunun haberine göre, öğle saatlerinde ana cadde üzerinde kiralık olduğu belirlenen bir araç, molotofkokteyli veya el bombası olduğu sanılan patlayıcıyla havaya uçuruldu, yanan araçtaki bir kişi yaşamını yitirdi, 3 kişi de hafif yaralandı.
Görgü tanıkları, çok şiddetli olduğunu belirttikleri patlamanın etkisiyle çevredeki bazı binaların camlarının kırıldığını ifade etti.
AA
Mehmet Gürhan'ın basın kartı iptal edildi
Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, Almanya'daki ''Deniz Feneri davası''nda ''dolandırıcılık'' suçundan hapis cezasına çarptırılan ...Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, 'daki ''Deniz Feneri davası''nda ''dolandırıcılık'' suçundan hapis cezasına çarptırılan Mehmet Gürhan'ın basın kartının iptal edildiğini bildirdi.
Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, ''Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından Mehmet Gürhan'a sürekli basın kartı verilmemiştir. Anılanın 13 Mart 1989 tarihinden itibaren taşıdığı basın kartı da iptal edilmiştir'' denildi.
AA
Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, ''Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından Mehmet Gürhan'a sürekli basın kartı verilmemiştir. Anılanın 13 Mart 1989 tarihinden itibaren taşıdığı basın kartı da iptal edilmiştir'' denildi.
AA
45 YTL'ye uçak bileti
Pegasus Havayolları ve İZair'in düzenlediği kampanyayla, İzmir'den Adana, Ankara ve İstanbul'a uçuşlarda 45 YTL'ye bilet satılacağı bildirildi. ...n class="ver11">Pegasus Havayolları ve İZair'in düzenlediği kampanyayla, İzmir'den Adana, Ankara ve İstanbul'a uçuşlarda 45 YTL'ye bilet satılacağı bildirildi.
Pegasus Havayollarından yapılan yazılı açıklamaya göre, İzmir'den Adana, Ankara ve İstanbul'daki Atatürk ve Sahiba Gökçen havaalanlarına karşılıklı seferler için 19-25 Kasım tarihleri arasında bilet alanlar, her şey dahil tek yön 45 YTL'den başlayan fiyatlarla uçuş yapabilecek.
Kampanya Kasım ayı sonuna kadarki uçuşlarda geçerli olacak.
AA
Pegasus Havayollarından yapılan yazılı açıklamaya göre, İzmir'den Adana, Ankara ve İstanbul'daki Atatürk ve Sahiba Gökçen havaalanlarına karşılıklı seferler için 19-25 Kasım tarihleri arasında bilet alanlar, her şey dahil tek yön 45 YTL'den başlayan fiyatlarla uçuş yapabilecek.
Kampanya Kasım ayı sonuna kadarki uçuşlarda geçerli olacak.
AA
Babaya bak!
14 yaşında araba kullanırken yakalanan alkollü oğlunu böyle savundu: "Arabayı bağlarsanız bağlayın. Çocukta suç. Hiç durmadan gidecekti"!Konya'da 14 yaşındaki genç, otomobil kullanırken yakalandı.
Merkez Karatay ilçesi Yeni Adliye Parkı yakınlarında uygulama yapan polis, E.K'nin kullandığı (14) 07 plakalı otomobili durdurdu.
Otomobil sürücüsü E.K'nin yaşının küçük olduğunu gören polis ekipleri, babası Ş.K'yi olay yerine çağırdı. Bu sırada E.K, polise, babasının isteği üzerine sigara almak için otomobile bindiğini, hemen eve döneceğini söyledi.
Olay yerine gelen E.K'nin babası Ş.K, ceza yazan polis ekiplerini uzun süre ikna etmeye çalıştı. Polislerin kararlı olduğunu gören Ş.K. sinirlendi.
Oğlunun sigara almak için evden çıktığını belirten Ş.K, “Bunda abartılacak bir durum yok. Oğlum zaten 5 yaşından bu yana araç kullanıyor. Bu araç bağlanabilir ancak bende daha çok araç var. Galerici tanıdıklarım var. Bağlarsanız bağlayın. Oğlum gayet iyi araç kullanıyor. Bugüne kadar hiç kaza yapmadı. Aslında çocukta suç. Hiç durmayıp gidecekti. Durursa sonuç bu oluyor. Ne yapmak istiyorsanız yapın” dedi.
Polislerin alkollü olduğunu söylediği E.K, “Alkollü değilim. Sadece bir bira içtim o kadar” diye konuştu.
Otomobil sahibine 237 YTL ceza kesildiği, E.K'nin “ehliyetsiz araç kullanmaktan” adliyeye sevk edileceği bildirildi.
Merkez Karatay ilçesi Yeni Adliye Parkı yakınlarında uygulama yapan polis, E.K'nin kullandığı (14) 07 plakalı otomobili durdurdu.
Otomobil sürücüsü E.K'nin yaşının küçük olduğunu gören polis ekipleri, babası Ş.K'yi olay yerine çağırdı. Bu sırada E.K, polise, babasının isteği üzerine sigara almak için otomobile bindiğini, hemen eve döneceğini söyledi.
Olay yerine gelen E.K'nin babası Ş.K, ceza yazan polis ekiplerini uzun süre ikna etmeye çalıştı. Polislerin kararlı olduğunu gören Ş.K. sinirlendi.
Oğlunun sigara almak için evden çıktığını belirten Ş.K, “Bunda abartılacak bir durum yok. Oğlum zaten 5 yaşından bu yana araç kullanıyor. Bu araç bağlanabilir ancak bende daha çok araç var. Galerici tanıdıklarım var. Bağlarsanız bağlayın. Oğlum gayet iyi araç kullanıyor. Bugüne kadar hiç kaza yapmadı. Aslında çocukta suç. Hiç durmayıp gidecekti. Durursa sonuç bu oluyor. Ne yapmak istiyorsanız yapın” dedi.
Polislerin alkollü olduğunu söylediği E.K, “Alkollü değilim. Sadece bir bira içtim o kadar” diye konuştu.
Otomobil sahibine 237 YTL ceza kesildiği, E.K'nin “ehliyetsiz araç kullanmaktan” adliyeye sevk edileceği bildirildi.
MEHMET GÜRHAN'IN BASIN KARTI İPTAL EDİLDİ
DENİZ FENERİ DAVASIDeniz Feneri Davası'nda hükümlü Mehmet Gürhan'ın sarı basın kartı iptal edildi.iLGiLi HABERLER
Kadıköy'de can pazarı!
Sürücüsünün kontrolünü kaybettiği ambulans yolcu otobüsüne çarptı! Durakta bekleyen yolcular yaralandı!Kadıköy'de kontrolünü kaybeden ambulans durakta bekleyen yolcu otobüsüne çarptı. Kazada durakta bekleyen üç yolcuyla birlikte ambulansın çarptığı başka bir araç sürücüsü ve ambulanstaki bir görevli yaralandı. 34 VZ plakalı ambulans önce 34 BN 3837 plakalı otomobile ardından otobüs durağında yolcu almak için bekleyen 34 ELM 44 plakalı halk otobüsüne büyük bir hızla çarptı.
Can pazarının yaşandığı kazada duraktaki yolculardan üçü yaralanırken, halk otobüsündeki yolculardan yaralanan olmadı. Kontrolünü kaybeden ambulans şoförünün çarptığı otomobil sürücüsü yaşlı adamda çevredeki vatandaşların yardımıyla ayakta tedavi edildi. Başında ve kulağında çizikler bulunan yaşlı adam çevredeki vatandaşların yardımıyla mendille yüzü temizlenerek olay kaza yerinden uzaklaştırıldı. Halk otobüsünün şoförü ve görgü tanıkları, Ambulansın karşı yönden geldiği sırada kontrolünü kaybederek önce otomobile ardından da otobüse çarptığını, durakta bekleyen yolculardan üç kişi yaralandığını söylediler. Olay yerine gelen ambulans ve polis ekipleri çevre güvenliği alırken arkadaşları yaralanan sağlık ekipleri telefonla arkadaşlarının sağlık durumu hakkında bilgi almaya çalıştı. Kaza nedeniyle araçlarda büyük hasar meydana gelirken trafikte uzun süre sıkıştı.
İHA
Can pazarının yaşandığı kazada duraktaki yolculardan üçü yaralanırken, halk otobüsündeki yolculardan yaralanan olmadı. Kontrolünü kaybeden ambulans şoförünün çarptığı otomobil sürücüsü yaşlı adamda çevredeki vatandaşların yardımıyla ayakta tedavi edildi. Başında ve kulağında çizikler bulunan yaşlı adam çevredeki vatandaşların yardımıyla mendille yüzü temizlenerek olay kaza yerinden uzaklaştırıldı. Halk otobüsünün şoförü ve görgü tanıkları, Ambulansın karşı yönden geldiği sırada kontrolünü kaybederek önce otomobile ardından da otobüse çarptığını, durakta bekleyen yolculardan üç kişi yaralandığını söylediler. Olay yerine gelen ambulans ve polis ekipleri çevre güvenliği alırken arkadaşları yaralanan sağlık ekipleri telefonla arkadaşlarının sağlık durumu hakkında bilgi almaya çalıştı. Kaza nedeniyle araçlarda büyük hasar meydana gelirken trafikte uzun süre sıkıştı.
İHA
Barton'a 2 ay istirahat
İngiltere Premier Lig takımlarından Newcastle United'ın orta saha oyuncusu Joey Barton, dizindeki sakatlık nedeniyle 2 ay forma giyemeyecek. ...İngiltere Premier Lig takımlarından Newcastle United'ın orta saha oyuncusu Joey Barton, dizindeki sakatlık nedeniyle 2 ay forma giyemeyecek.
Kulüpten yapılan açıklamada, Barton'ın, cumartesi günü Wigan ile yapılan ve 2-2 beraberlikle sonuçlanan maçta, rakip takımdan Lee Cattermole ile çarpışıp, dizinden sakatlandığı belirtilirken, İngiliz futbolcunun 2 ay sahalardan uzak kalacağı bildirildi.
6 maç oynamama cezası daha geçen ay biten 26 yaşındaki Barton, Manchester City'den geçen yıl Haziran ayında transfer olduğu kulübünde, ayağındaki problem nedeniyle Ekim ayına kadar maçlara çıkamamıştı.
Asabi tavırlarıyla da tanınan Barton, geçen yıl Aralık ayında 'daki bir McDonalds'ın önünde kavga ettiği iki kişiyi tartaklamış ve 74 gün hapis yatmıştı.
Barton, geçen yıl Mayıs ayında da eski takım arkadaşı Ousmane Dabo'yu dövmüş ve sahalardan 4 ay uzaklaştırılmıştı.
Kulüpten yapılan açıklamada, Barton'ın, cumartesi günü Wigan ile yapılan ve 2-2 beraberlikle sonuçlanan maçta, rakip takımdan Lee Cattermole ile çarpışıp, dizinden sakatlandığı belirtilirken, İngiliz futbolcunun 2 ay sahalardan uzak kalacağı bildirildi.
6 maç oynamama cezası daha geçen ay biten 26 yaşındaki Barton, Manchester City'den geçen yıl Haziran ayında transfer olduğu kulübünde, ayağındaki problem nedeniyle Ekim ayına kadar maçlara çıkamamıştı.
Asabi tavırlarıyla da tanınan Barton, geçen yıl Aralık ayında 'daki bir McDonalds'ın önünde kavga ettiği iki kişiyi tartaklamış ve 74 gün hapis yatmıştı.
Barton, geçen yıl Mayıs ayında da eski takım arkadaşı Ousmane Dabo'yu dövmüş ve sahalardan 4 ay uzaklaştırılmıştı.
Küçük kızlara kameralı fuhuş tuzağı
Bilecik merkez ve Gölpazarı ilçesinde, ilköğretim ve ortaokul öğrencisi kızla ilişkiye girdiği iddia edilen, bunu da kameraya çekerek kızı başkaları ...n class="ver11">Bilecik merkez ve Gölpazarı ilçesinde, ilköğretim ve ortaokul öğrencisi kızla ilişkiye girdiği iddia edilen, bunu da kameraya çekerek kızı başkaları ile ilişkiye girmeye zorladığı öne sürülen kişiler tutuklanarak cezaevine konuldu. 2 ayrı olayda, 14 kişi tutuklanırken, ilköğretim öğrencisi kızlar ise Çocuk Esirgeme Kurumu'na teslim edildi.
Bilecik il merkezinde meydana gelen ilk olayda, 13 yaşındaki ilköğretim öğrencisi ile ilişkiye girdiği öne sürülen aynı yaşlardaki bir çocuk, bu ilişkiyi cep telefonu kamerasına çekti. İddiaya göre, bu zanlı görüntüleri arkadaşlarına gösterip kızı arkadaşları ile ilişkiye girmeye zorladı.
Olayın duyulması üzerine harekete geçen güvenlik güçleri, kızın verdiği ifade doğrultusunda 8 genci gözaltına aldı. Zanlılardan 8'i tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Bu olayın aydınlatılmasının ardından, alınan ifadeler doğrultusunda, Gölpazarı ilçesinde de bir kız çocuğunun çok sayıda ilköğretim öğrencisi ile ilişkiye girdiği iddia edildi. Bunun üzerine harekete geçen güvenlik güçleri olayı aydınlatırken, 12 yaşında olduğu belirtilen kızla ilişkiye giren ilköğretim öğrencilerinden 6'sı tutuklanarak cezaevine konuldu.
Olayların ardından, iki kız çocuğu Çocuk Esirgeme Kurumuna teslim edilirken, Bozüyük Kız Yetiştirme Yurdu'na yerleştirildi. Olayla ilgili Valilik ve Cumhuriyet Savcılığı'nın soruşturmasını sürdürdüğü ifade edilirken, tutuklama haberini alan zanlı yakınları adliye kapısında gözyaşlarına boğuldular.
Bilecik il merkezinde meydana gelen ilk olayda, 13 yaşındaki ilköğretim öğrencisi ile ilişkiye girdiği öne sürülen aynı yaşlardaki bir çocuk, bu ilişkiyi cep telefonu kamerasına çekti. İddiaya göre, bu zanlı görüntüleri arkadaşlarına gösterip kızı arkadaşları ile ilişkiye girmeye zorladı.
Olayın duyulması üzerine harekete geçen güvenlik güçleri, kızın verdiği ifade doğrultusunda 8 genci gözaltına aldı. Zanlılardan 8'i tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Bu olayın aydınlatılmasının ardından, alınan ifadeler doğrultusunda, Gölpazarı ilçesinde de bir kız çocuğunun çok sayıda ilköğretim öğrencisi ile ilişkiye girdiği iddia edildi. Bunun üzerine harekete geçen güvenlik güçleri olayı aydınlatırken, 12 yaşında olduğu belirtilen kızla ilişkiye giren ilköğretim öğrencilerinden 6'sı tutuklanarak cezaevine konuldu.
Olayların ardından, iki kız çocuğu Çocuk Esirgeme Kurumuna teslim edilirken, Bozüyük Kız Yetiştirme Yurdu'na yerleştirildi. Olayla ilgili Valilik ve Cumhuriyet Savcılığı'nın soruşturmasını sürdürdüğü ifade edilirken, tutuklama haberini alan zanlı yakınları adliye kapısında gözyaşlarına boğuldular.
Brokerların eylemi işe yaradı
SPK Başkanı Turan Erol, İMKB'deki broker sayısını sınırlandıracak ve 1 Ocak 2009'da yürürlüğe girmesi planlanan tebliğin uygulama tarihini 1 yıl uzattıklarını söyledi. ...SPK Başkanı Turan Erol, İMKB'deki broker sayısını sınırlandıracak ve 1 Ocak 2009'da yürürlüğe girmesi planlanan tebliğin uygulama tarihini 1 yıl uzattıklarını söyledi.
Borçlanma Araçları Piyasa Çalıştay'ında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erol, "Hiçbir brokerımızın mağdur olmasını istemeyiz, uygulamanın süresini 1 yıl uzattık" dedi.
Borçlanma Araçları Piyasa Çalıştay'ında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erol, "Hiçbir brokerımızın mağdur olmasını istemeyiz, uygulamanın süresini 1 yıl uzattık" dedi.
Ben Kadir İnanır değilim lan, kapat telefonu
Ünlülerin taklitlerini yapan şovmen Yavuz Seçkin başından geçen komik anısını anlattı.
İlaç tedavisini kesmeyin
Bu öneri yüksek tansiyon hastalarına...Kardiyoloji Uzmanı Dr. Hakan Göçer, yüksek tansiyonda 'hipertansiyon' yapılan en büyük hatanın, tansiyon kontrol altına alındıktan sonra, gerek kalmadığı düşünülerek ilacın azaltılması veya kesilmesi olduğunu, bunun sonucunda ölümler meydana gelebildiğini vurguladı.
Özel Denizli Cerrahi Hastanesi'nden Uz. Dr. Göçer, yaptığı açıklamada yüksek tansiyonun kalp krizi, felç ve böbrek yetmezliği gibi ölümcül sonuçlara yol açan, tehlikeli ve yaygın bir hastalık olduğunu belirtti.
Göçer, "Kan basıncı 'tansiyon' ile kalp damar hastalıkları arasında yakın ilişki vardır. Tansiyon ne kadar yüksekse kalp krizi, kalp yetmezliği, felç, göz ve böbrek hastalıklarının gelişme riski de o kadar yüksektir. Oluşturduğu şikâyetler ise silik, az veya hiç yoktur." dedi.
Hipertansiyonu olanların yalnızca yarısının farkında olduğunu, bu sebeple hastalığın "sessiz katil" olarak adlandırıldığını vurgulayan Göçer, "Yüksek tansiyonun belirtileri sabahları ense bölgesinde hissedilen ağrı, nefes darlığı, çarpıntı, baş dönmesi, baş ağrısı ve sık idrara çıkma olabilir. Daha da önemlisi, tansiyon yüksek, hattâ çok yüksek olduğu halde bazı hastalarda hiçbir şikâyet görülmeyebilir. Türkiye'de her üç beş kişiden birinin yüksek tansiyonu vardır. Oysa teşhis ve tedavisi kolay bir hastalıktır. Yüksek tansiyonun yol açtığı birçok ölüm, erken teşhis ve tedaviyle önlenebilir." şeklinde konuştu.
Kan basıncını normale indirmek için yaşam biçiminde bazı değişiklikler yapılabileceğini anlatan Hakan Göçer, "Yüksek tansiyona karşı mücadelede atılacak en önemli adım, fazla kiloları vermek ve yenenleri kontrol altına almaktır. Bunun için az tuzlu 'tamamen tuzsuz değil' yemek, katı yağlı yiyeceklerden kaçınmak, porsiyonları küçültmek etkili bir önlem olacaktır. Diyetin meyve, sebze ve katı yağ içeriği azaltılmış süt ürünlerince zengin olması da tansiyonun normale dönmesinde katkıda bulunur. Düzenli spor veya daha kolay olarak haftada en az üç gün ve en az 30 dakika tempolu yürüyüş birçok yarar sağlayacaktır." diye konuştu.
Yaşam biçimindeki değişikliklere rağmen kan basıncının yüksek olması halinde ilaç tedavisi uygulanacağını kaydeden Uz. Dr. Göçer, şunları söyledi: "En önemli unsur, doktorunuzun verdiği ilaçları, kendinizi iyi hissetseniz bile kesintisiz ve düzenli olarak kullanmaktır. Yapılan en büyük hata, tansiyon kontrol altına alındıktan sonra ilaca gerek kalmadığı düşünülerek azaltılması veya kesilmesidir. Unutmayın ki bu durumunda tansiyonunuz tekrar yükselecektir.
Özel Denizli Cerrahi Hastanesi'nden Uz. Dr. Göçer, yaptığı açıklamada yüksek tansiyonun kalp krizi, felç ve böbrek yetmezliği gibi ölümcül sonuçlara yol açan, tehlikeli ve yaygın bir hastalık olduğunu belirtti.
Göçer, "Kan basıncı 'tansiyon' ile kalp damar hastalıkları arasında yakın ilişki vardır. Tansiyon ne kadar yüksekse kalp krizi, kalp yetmezliği, felç, göz ve böbrek hastalıklarının gelişme riski de o kadar yüksektir. Oluşturduğu şikâyetler ise silik, az veya hiç yoktur." dedi.
Hipertansiyonu olanların yalnızca yarısının farkında olduğunu, bu sebeple hastalığın "sessiz katil" olarak adlandırıldığını vurgulayan Göçer, "Yüksek tansiyonun belirtileri sabahları ense bölgesinde hissedilen ağrı, nefes darlığı, çarpıntı, baş dönmesi, baş ağrısı ve sık idrara çıkma olabilir. Daha da önemlisi, tansiyon yüksek, hattâ çok yüksek olduğu halde bazı hastalarda hiçbir şikâyet görülmeyebilir. Türkiye'de her üç beş kişiden birinin yüksek tansiyonu vardır. Oysa teşhis ve tedavisi kolay bir hastalıktır. Yüksek tansiyonun yol açtığı birçok ölüm, erken teşhis ve tedaviyle önlenebilir." şeklinde konuştu.
Kan basıncını normale indirmek için yaşam biçiminde bazı değişiklikler yapılabileceğini anlatan Hakan Göçer, "Yüksek tansiyona karşı mücadelede atılacak en önemli adım, fazla kiloları vermek ve yenenleri kontrol altına almaktır. Bunun için az tuzlu 'tamamen tuzsuz değil' yemek, katı yağlı yiyeceklerden kaçınmak, porsiyonları küçültmek etkili bir önlem olacaktır. Diyetin meyve, sebze ve katı yağ içeriği azaltılmış süt ürünlerince zengin olması da tansiyonun normale dönmesinde katkıda bulunur. Düzenli spor veya daha kolay olarak haftada en az üç gün ve en az 30 dakika tempolu yürüyüş birçok yarar sağlayacaktır." diye konuştu.
Yaşam biçimindeki değişikliklere rağmen kan basıncının yüksek olması halinde ilaç tedavisi uygulanacağını kaydeden Uz. Dr. Göçer, şunları söyledi: "En önemli unsur, doktorunuzun verdiği ilaçları, kendinizi iyi hissetseniz bile kesintisiz ve düzenli olarak kullanmaktır. Yapılan en büyük hata, tansiyon kontrol altına alındıktan sonra ilaca gerek kalmadığı düşünülerek azaltılması veya kesilmesidir. Unutmayın ki bu durumunda tansiyonunuz tekrar yükselecektir.
TRT'de ikinci küfür skandalı!
VTR'de unutulan sözler yorumculara zor anlar yaşattı!TRT'de yayınlanan 'Stadyum'programında, VTR'deki seyircinin küfürü unutulunca, programın yorumcuları zor anlar yaşadı.
Dün akşam yayınlanan Stadyum’da Bursaspor-Beşiktaş maçıyla ilgili görüntülerde küfür eden bir seyirci de yayınlandı. Bu sırada stüdyoda bulunan yorumcular ise zor anlar yaşadı. Montaj sırasında gözden kaçan bu ayrıntı üzerine yorumcu Mehmet Demirkol yayında arkadaşlarını uyardı.
Diyaloglar şöyle gelişti:
Spiker: "Son günlerde amigo futbolcular çıktı. Eskişehirspor'da Serdar, şimdi de Bursaspor'da Yusuf taraftarlara amigoluk yaptı."
Ve görüntü giriyor: Bursasporlu futbolcu Yusuf, ellerini kenara sallayarak bir iki üç diye bağırıyor ve taraftarlar hep bir ağızdan ''Yemyeşil bembeyaz şimşekler... Ananızı ......ler'' diye bağırdı ve bu aynen yayına verildi.
Bu andan sonra stüdyoda soğuk bir hava eserken Mehmet Demirkol durumu toparlamaya çalıştı: "Yusuf'un hareketler güzel ama bariz küfür var. Keşke yayına verilmeseydi" dedi.
TRT daha önce de, Galatasaraylılar'ın Benfica maçında Fenerbahçeliler için hazırladığı çirkin bir pankartı dakikalarca görüntülenmişti.
Gazeteport
Dün akşam yayınlanan Stadyum’da Bursaspor-Beşiktaş maçıyla ilgili görüntülerde küfür eden bir seyirci de yayınlandı. Bu sırada stüdyoda bulunan yorumcular ise zor anlar yaşadı. Montaj sırasında gözden kaçan bu ayrıntı üzerine yorumcu Mehmet Demirkol yayında arkadaşlarını uyardı.
Diyaloglar şöyle gelişti:
Spiker: "Son günlerde amigo futbolcular çıktı. Eskişehirspor'da Serdar, şimdi de Bursaspor'da Yusuf taraftarlara amigoluk yaptı."
Ve görüntü giriyor: Bursasporlu futbolcu Yusuf, ellerini kenara sallayarak bir iki üç diye bağırıyor ve taraftarlar hep bir ağızdan ''Yemyeşil bembeyaz şimşekler... Ananızı ......ler'' diye bağırdı ve bu aynen yayına verildi.
Bu andan sonra stüdyoda soğuk bir hava eserken Mehmet Demirkol durumu toparlamaya çalıştı: "Yusuf'un hareketler güzel ama bariz küfür var. Keşke yayına verilmeseydi" dedi.
TRT daha önce de, Galatasaraylılar'ın Benfica maçında Fenerbahçeliler için hazırladığı çirkin bir pankartı dakikalarca görüntülenmişti.
Gazeteport
Birbirinize sarılın, stresten kurtulun
Birbirlerine sarılan eşlerin daha az stresli olduğu ortaya çıktı.İsveçli gazete Expressen'in verdiği habere göre, Almanya'da yapılan araştırma 51 çift üzerinde yapılırken, sonuçları değerlendiren İsveçli araştırmacı Susanne Lindsröm, "Birbirimize dokunduğumuz zaman hormonlarımız pozitif yönde salgılanıyor ve bu tür çiftler daha mutlu" diye konuştu. Bu dokunmalarla birlikte çiftlerin daha uzun süreli birlikte yaşadıklarını söyleyen Lindsröm, bu çiftlerin daha az kavga yaptıklarını da ekledi.
Bu araştırmada eşlerin kortizon seviyeleri ölçülürken, özellikle iş nedeniyle yaşanan stresin evlerde yapılan sarılmalarla ve temaslarla sıfırlandığını ve vücut hormonlarının normalleştiği ortaya konuldu.
Bu araştırmada eşlerin kortizon seviyeleri ölçülürken, özellikle iş nedeniyle yaşanan stresin evlerde yapılan sarılmalarla ve temaslarla sıfırlandığını ve vücut hormonlarının normalleştiği ortaya konuldu.
Bankamatikte çatışma
ATM'ye para yerleştirmeye gelen araca soygunculardan saldırı! Çatışma 1.5 dakika sürdü.//W3C//DTD XHTML 1.0 Transitional//EN" "http://www.w3.org/TR/xhtml1/DTD/xhtml1-transitional.dtd">
- - HABERTÜRK - Türkiye'nin En Büyük İnternet Gazetesi
function YeniPencere(mypage, myname, w, h, scroll)
{
var winl = (screen.width - w) / 2;
var wint = (screen.height - h) / 2;
winprops = 'height='+h+',width='+w+',top='+wint+',left='+winl+',scrollbars='+scroll+',resizable=no'
win = window.open(mypage, myname, winprops)
}
if (top != self)
top.location.href = location.href;
//
function hideDiv(divID)
{
document.getElementById(''+divID+'').style.display = 'none';
}
function displayDiv(divID)
{
document.getElementById(''+divID+'').style.display = 'block';
}
//
var eski=1;
function KategoriMansetGoster(jj)
{
document.getElementById("pattlink"+eski+"").style.color="";
document.getElementById("patt"+eski+"").className="mansetdiv";
document.getElementById("pattlink"+jj+"").style.color="#eaeaea";
document.getElementById("patt"+jj+"").className="mansetdiv2";
eski=jj;
}
function SporMansetGoster(jj)
{
document.getElementById("pattlink"+eski+"").style.color="";
document.getElementById("patt"+eski+"").className="spordiv";
document.getElementById("pattlink"+jj+"").style.color="#f8f8f8";
document.getElementById("patt"+jj+"").className="spordiv2";
eski=jj;
}
function SporDegis(i)
{
i = eski + i;
if(i > 10) i=1;
if(i < 1) i=10;
SporMansetGoster(i);
Haberturk('/KategoriMansetler.asp?id=170&mns=' + i, 'txtManset')
}
//
var bustcachevar=1
var rootdomain="http://"+window.location.hostname
var bustcacheparameter=""
function Haberturk(url, txt)
{
var page_request = false
if (window.XMLHttpRequest)
page_request = new XMLHttpRequest()
else if (window.ActiveXObject)
{
try {
page_request = new ActiveXObject("Msxml2.XMLHTTP")
}
catch (e)
{
try
{
page_request = new ActiveXObject("Microsoft.XMLHTTP")
}
catch (e){}
}
}
else
return false
page_request.onreadystatechange=function()
{
loadpage(page_request, txt)
}
if (bustcachevar)
{
bustcacheparameter=(url.indexOf("?")!=-1)? "&"+new Date().getTime() : "?"+new Date().getTime()
page_request.open('GET', url+bustcacheparameter, true)
page_request.send(null)
}
}
function loadpage(page_request, txt)
{
if (page_request.readyState == 4 && (page_request.status==200 || window.location.href.indexOf("http")==-1))
{
document.getElementById(txt).innerHTML=page_request.responseText
}
}
Türkiye'nin En Büyük İnternet Gazetesi
- - HABERTÜRK - Türkiye'nin En Büyük İnternet Gazetesi
function YeniPencere(mypage, myname, w, h, scroll)
{
var winl = (screen.width - w) / 2;
var wint = (screen.height - h) / 2;
winprops = 'height='+h+',width='+w+',top='+wint+',left='+winl+',scrollbars='+scroll+',resizable=no'
win = window.open(mypage, myname, winprops)
}
if (top != self)
top.location.href = location.href;
//
function hideDiv(divID)
{
document.getElementById(''+divID+'').style.display = 'none';
}
function displayDiv(divID)
{
document.getElementById(''+divID+'').style.display = 'block';
}
//
var eski=1;
function KategoriMansetGoster(jj)
{
document.getElementById("pattlink"+eski+"").style.color="";
document.getElementById("patt"+eski+"").className="mansetdiv";
document.getElementById("pattlink"+jj+"").style.color="#eaeaea";
document.getElementById("patt"+jj+"").className="mansetdiv2";
eski=jj;
}
function SporMansetGoster(jj)
{
document.getElementById("pattlink"+eski+"").style.color="";
document.getElementById("patt"+eski+"").className="spordiv";
document.getElementById("pattlink"+jj+"").style.color="#f8f8f8";
document.getElementById("patt"+jj+"").className="spordiv2";
eski=jj;
}
function SporDegis(i)
{
i = eski + i;
if(i > 10) i=1;
if(i < 1) i=10;
SporMansetGoster(i);
Haberturk('/KategoriMansetler.asp?id=170&mns=' + i, 'txtManset')
}
//
var bustcachevar=1
var rootdomain="http://"+window.location.hostname
var bustcacheparameter=""
function Haberturk(url, txt)
{
var page_request = false
if (window.XMLHttpRequest)
page_request = new XMLHttpRequest()
else if (window.ActiveXObject)
{
try {
page_request = new ActiveXObject("Msxml2.XMLHTTP")
}
catch (e)
{
try
{
page_request = new ActiveXObject("Microsoft.XMLHTTP")
}
catch (e){}
}
}
else
return false
page_request.onreadystatechange=function()
{
loadpage(page_request, txt)
}
if (bustcachevar)
{
bustcacheparameter=(url.indexOf("?")!=-1)? "&"+new Date().getTime() : "?"+new Date().getTime()
page_request.open('GET', url+bustcacheparameter, true)
page_request.send(null)
}
}
function loadpage(page_request, txt)
{
if (page_request.readyState == 4 && (page_request.status==200 || window.location.href.indexOf("http")==-1))
{
document.getElementById(txt).innerHTML=page_request.responseText
}
}
Türkiye'nin En Büyük İnternet Gazetesi
Göğüsleri yok oldu
Oscarlı oyuncu Gwtneth Paltrow, korkunç dekoltesi ile herkesi hayal kırıklığına uğrattı.
"En iyi futbol oynayan takım biziz"
Turkcell Süper Lig'de 11. haftayı en yakın takipçisi Beşiktaş'ın 4 puan önünde lider kapatan Trabzonspor'da, gözler Sivasspor ile yapılacak karşılaşmaya çevrildi. ...'de 11. haftayı en yakın takipçisi Beşiktaş'ın 4 puan önünde lider kapatan Trabzonspor'da, gözler Sivasspor ile yapılacak karşılaşmaya çevrildi.
Bordo-mavililer, geçen sezonun ilk haftasında, Sivasspor ile Hüseyin Avni Aker Stadı'nda oynanan ve son dakikalarında olaylar çıkan maçın ardından rakibini ilk kez sahasında konuk edecek.
Söz konusu karşılaşmayı 90. dakikada 1-0 öndeyken çıkan olaylar nedeniyle hükmen kaybeden Karadeniz ekibi, 12 Ağustos'ta yapılan bu karşılaşmanın ardından 468 gün sonra Hüseyin Avni Aker Stadı'nda rakibini ağırlayacak.
Kulüp genel sekreteri Hasan Yener, futbolda düne takılıp kalmayacaklarını belirterek, ''Futbolda hep önünüze bakacaksınız. Geçen yıl oynadığımız maçta istenmeyen olaylar oldu ama buna takılıp kalırsak bu bizi olumsuzluğa götürür. Trabzonspor olarak yönetim olarak bizim düşüncemiz Fair-play'den yanadır'' dedi.
Bu maçı geçen yılın bir rövanşı gibi görmediklerini ifade eden Hasan Yener, ''Biz bu yıl tüm takımları havaalanında çiçeklerle karşılıyoruz. Sivasspor'u da o gün çiçeklerle karşılayacağız. Onlara burada olacakları sürece her türlü misafirperverliği göstereceğiz'' diye konuştu.
Her takımın sahaya kazanmak için çıktığını kaydeden Hasan Yener, şöyle konuştu:
'''de futbol geleneği üst düzeyde olan Trabzon ilinde taraftarının diğer takımlara hoşgörüyle yaklaşacağına inanıyorum. Sahada olan mücadele sahada kalır. Tribünde yapılacak tek şey takımı sonuna kadar desteklemek. Yapacağımız taşkınlık, olumsuz tezahürat bizim takıma zarar verir. Biz bir hedef koyduk ligi en iyi yerde bitirmek istiyoruz. Bu camianın desteği ile olacaktır. Bunun başında da taraftar gelmektedir. Biz bu yıl 34 lig maçından biri olarak gördüğümüz bu maça kazanmak için çıkacağız. Liderliğimizi devam ettirmek arzusundayız. Puan kaybetmek istemiyoruz. Taraftarlarımız, herhangi bir tahrike olumsuzluğa neden olmasınlar. Sadece takımlarını desteklesinler.''
Fortis Kupası'nda Beşiktaş'a yenildiklerini, ancak taraftarların takımlarını tribünlere çağırarak destek verdiğini kaydeden Yener, ''Onun sonunu Gençlerbirliği maçında gördük. Futbolcu da insandır. Onları iyi şekilde motive etmek gerek. Futbolcularımıza ve teknik kadroya güveniyoruz. İnşallah pazar günü 3 puan alan takım biz olacağız'' diye konuştu.
EN İYİ FUTBOL OYNAYAN TAKIM BİZİZ
Yener, ligin ilk 11 haftasında bordo-mavili takımın gösterdiği performansın bekledikleri gibi olduğunu belirterek, ''Takıma, teknik kadroya güveniyorduk ve sezon başında da böyle bir şey bekliyorduk. Trabzonspor, iyi futbol oynamıyor diye eleştiriliyor ama geçen hafta Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe'yi gördük. Şu anda pozisyon zenginliği, futbol olarak en iyi oynayan takım Trabzonspor'dur'' dedi.
Ligin bu yıl çok zorlu geçtiğini ve artık her takımın birbirini yenebilecek düzeyde olduğunu kaydeden Yener, şöyle devam etti:
''Bu zor maçlar içerisinde bizim öncelikli hedefimiz kazanmak olacak. Ligde ilk sıradayız ve rakiplerimizin maçlarına bakmıyoruz. Kendi maçlarımızı aldığımız sürece bu konumumuz sürecek. Biz oynadığımız maçları kazandığımız takdirde ligi lider bitireceğiz. Ligde önümüzde uzun haftalar var. Mutlaka kazanacağımız, kaybedeceğimiz maçlarımız olacaktır. Ama biz hep kazanmak arzusundayız. Şu anda öncelikli amacımız ilk yarıyı bitirmek olacak.''
Bordo-mavililer, geçen sezonun ilk haftasında, Sivasspor ile Hüseyin Avni Aker Stadı'nda oynanan ve son dakikalarında olaylar çıkan maçın ardından rakibini ilk kez sahasında konuk edecek.
Söz konusu karşılaşmayı 90. dakikada 1-0 öndeyken çıkan olaylar nedeniyle hükmen kaybeden Karadeniz ekibi, 12 Ağustos'ta yapılan bu karşılaşmanın ardından 468 gün sonra Hüseyin Avni Aker Stadı'nda rakibini ağırlayacak.
Kulüp genel sekreteri Hasan Yener, futbolda düne takılıp kalmayacaklarını belirterek, ''Futbolda hep önünüze bakacaksınız. Geçen yıl oynadığımız maçta istenmeyen olaylar oldu ama buna takılıp kalırsak bu bizi olumsuzluğa götürür. Trabzonspor olarak yönetim olarak bizim düşüncemiz Fair-play'den yanadır'' dedi.
Bu maçı geçen yılın bir rövanşı gibi görmediklerini ifade eden Hasan Yener, ''Biz bu yıl tüm takımları havaalanında çiçeklerle karşılıyoruz. Sivasspor'u da o gün çiçeklerle karşılayacağız. Onlara burada olacakları sürece her türlü misafirperverliği göstereceğiz'' diye konuştu.
Her takımın sahaya kazanmak için çıktığını kaydeden Hasan Yener, şöyle konuştu:
'''de futbol geleneği üst düzeyde olan Trabzon ilinde taraftarının diğer takımlara hoşgörüyle yaklaşacağına inanıyorum. Sahada olan mücadele sahada kalır. Tribünde yapılacak tek şey takımı sonuna kadar desteklemek. Yapacağımız taşkınlık, olumsuz tezahürat bizim takıma zarar verir. Biz bir hedef koyduk ligi en iyi yerde bitirmek istiyoruz. Bu camianın desteği ile olacaktır. Bunun başında da taraftar gelmektedir. Biz bu yıl 34 lig maçından biri olarak gördüğümüz bu maça kazanmak için çıkacağız. Liderliğimizi devam ettirmek arzusundayız. Puan kaybetmek istemiyoruz. Taraftarlarımız, herhangi bir tahrike olumsuzluğa neden olmasınlar. Sadece takımlarını desteklesinler.''
Fortis Kupası'nda Beşiktaş'a yenildiklerini, ancak taraftarların takımlarını tribünlere çağırarak destek verdiğini kaydeden Yener, ''Onun sonunu Gençlerbirliği maçında gördük. Futbolcu da insandır. Onları iyi şekilde motive etmek gerek. Futbolcularımıza ve teknik kadroya güveniyoruz. İnşallah pazar günü 3 puan alan takım biz olacağız'' diye konuştu.
EN İYİ FUTBOL OYNAYAN TAKIM BİZİZ
Yener, ligin ilk 11 haftasında bordo-mavili takımın gösterdiği performansın bekledikleri gibi olduğunu belirterek, ''Takıma, teknik kadroya güveniyorduk ve sezon başında da böyle bir şey bekliyorduk. Trabzonspor, iyi futbol oynamıyor diye eleştiriliyor ama geçen hafta Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe'yi gördük. Şu anda pozisyon zenginliği, futbol olarak en iyi oynayan takım Trabzonspor'dur'' dedi.
Ligin bu yıl çok zorlu geçtiğini ve artık her takımın birbirini yenebilecek düzeyde olduğunu kaydeden Yener, şöyle devam etti:
''Bu zor maçlar içerisinde bizim öncelikli hedefimiz kazanmak olacak. Ligde ilk sıradayız ve rakiplerimizin maçlarına bakmıyoruz. Kendi maçlarımızı aldığımız sürece bu konumumuz sürecek. Biz oynadığımız maçları kazandığımız takdirde ligi lider bitireceğiz. Ligde önümüzde uzun haftalar var. Mutlaka kazanacağımız, kaybedeceğimiz maçlarımız olacaktır. Ama biz hep kazanmak arzusundayız. Şu anda öncelikli amacımız ilk yarıyı bitirmek olacak.''
10 haftada 10 basamak
Turkcell Süper Lig'e yaptığı kötü başlangıcın ardından, son haftaların en başarılı takımlarından birisi olan Fenerbahçe, zirve yarışında var olduğunu gösterdi. ...'e yaptığı kötü başlangıcın ardından, son haftaların en başarılı takımlarından birisi olan Fenerbahçe, zirve yarışında var olduğunu gösterdi.
Ligde geride kalan 11 haftanın çoğunluğunda puan cetvelinde orta sıralarda yer alan sarı-lacivertli ekip, son haftalarda üst üste aldığı puanların ardından üst sıralardaki mücadeleye ortak oldu.
10 HAFTADA 10 BASAMAK YÜKSELDİ
Sezonun ilk haftasında deplasmanda Gaziantepspor'a 1-0 yenilerek, ilk haftanın ardından oluşan puan cetvelinde 16. sırada yer alan Fenerbahçe, ardından 10 maçlık periyotta 10 basamak yükselerek 6. sıraya yerleşti.
Ligin 2. haftasında 7., 3. haftasında 12., 4. haftasında 8., 5. haftasında 10., 6. haftasında 12., 7. haftasında 10., 8. haftasında 9., 9. haftasında 9., 10. haftasında 7. ve 11. haftasında 6. sıralarda yer alan sarı-lacivertli ekip, 10 haftanın ardından 11 takımı gerisinde bıraktı.
6.'lık Fenerbahçe'nin sezon başından bu yana puan cetvelinde geldiği en üst basamak oldu.
PUAN FARKLARINI AZALTTI
Puan cetvelinde 19 puanla 6. sırada yer alan sarı-lacivertliler, 26 puanlı lider Trabzonspor'un ardından sıralanan 4 takımla puan farklarını oldukça düşürdü.
Sarı-lacivertli ekip, sıralamada 22'şer puanlı 2. Beşiktaş'ın ve 3. Ankaraspor'un 3, 21 puanlı 4. Sivasspor'un 2 ve 20 puanlı 5. Galatasaray'ın 1 puan gerisinde bulunuyor.
Fenerbahçe, ligde ilk yarıda kalan 6 maçından ikisini puan cetvelinde üzerinde bulunan ekiplerle yapacak. 13. haftada Beşiktaş'ı, 17. haftada da Trabzonspor'u Kadıköy'de konuk edecek sarı-lacivertliler, rakipleri karşısında saha ve seyirci faktörünü de iyi değerlendirerek galip gelirse, zirve yarışında büyük bir avantaj sağlayacak.
Ligde geride kalan 11 haftanın çoğunluğunda puan cetvelinde orta sıralarda yer alan sarı-lacivertli ekip, son haftalarda üst üste aldığı puanların ardından üst sıralardaki mücadeleye ortak oldu.
10 HAFTADA 10 BASAMAK YÜKSELDİ
Sezonun ilk haftasında deplasmanda Gaziantepspor'a 1-0 yenilerek, ilk haftanın ardından oluşan puan cetvelinde 16. sırada yer alan Fenerbahçe, ardından 10 maçlık periyotta 10 basamak yükselerek 6. sıraya yerleşti.
Ligin 2. haftasında 7., 3. haftasında 12., 4. haftasında 8., 5. haftasında 10., 6. haftasında 12., 7. haftasında 10., 8. haftasında 9., 9. haftasında 9., 10. haftasında 7. ve 11. haftasında 6. sıralarda yer alan sarı-lacivertli ekip, 10 haftanın ardından 11 takımı gerisinde bıraktı.
6.'lık Fenerbahçe'nin sezon başından bu yana puan cetvelinde geldiği en üst basamak oldu.
PUAN FARKLARINI AZALTTI
Puan cetvelinde 19 puanla 6. sırada yer alan sarı-lacivertliler, 26 puanlı lider Trabzonspor'un ardından sıralanan 4 takımla puan farklarını oldukça düşürdü.
Sarı-lacivertli ekip, sıralamada 22'şer puanlı 2. Beşiktaş'ın ve 3. Ankaraspor'un 3, 21 puanlı 4. Sivasspor'un 2 ve 20 puanlı 5. Galatasaray'ın 1 puan gerisinde bulunuyor.
Fenerbahçe, ligde ilk yarıda kalan 6 maçından ikisini puan cetvelinde üzerinde bulunan ekiplerle yapacak. 13. haftada Beşiktaş'ı, 17. haftada da Trabzonspor'u Kadıköy'de konuk edecek sarı-lacivertliler, rakipleri karşısında saha ve seyirci faktörünü de iyi değerlendirerek galip gelirse, zirve yarışında büyük bir avantaj sağlayacak.
Eskişehirspor maçının biletleri satışta
Beşiktaş'ın Turkcell Süper Lig'in 12. haftasında BJK İnönü Stadı'nda Eskişehirspor ile yapacağı maçın biletleri satışa çıkarıldı. ...Beşiktaş'ın 'in 12. haftasında BJK İnönü Stadı'nda Eskişehirspor ile yapacağı maçın biletleri satışa çıkarıldı.
Beşiktaş Kulübü'nden yapılan açıklamada, 23 Kasım Pazar günü Eskişehirspor ile BJK İnönü Stadı'nda yapılacak maçın biletlerinin Biletix'ten satışa çıkarıldığını bildirdi.
Yapılan açıklamaya göre, biletlerin fiyatları şöyle:
VIP ÜST B&E 250,00 YTL
VIP ÜST A&F 200,00 YTL
VIP ALT A&F 150,00 YTL
VIP ALT B&E 175,00 YTL
VIP ALT C&D 200,00 YTL
Numaralı Orta 150,00 YTL
Numaralı Kenar 120,00 YTL
Kapalı Üst 100,00 YTL
Kapalı Alt 70,00 YTL
Yeni Açık 30,00 YTL
Eski Açık 25,00 YTL
Bu arada, Eskişehirsporlu taraftarlar için ayrılan biletler de 25 YTL'den satışa çıkarıldı.
Beşiktaş Kulübü'nden yapılan açıklamada, 23 Kasım Pazar günü Eskişehirspor ile BJK İnönü Stadı'nda yapılacak maçın biletlerinin Biletix'ten satışa çıkarıldığını bildirdi.
Yapılan açıklamaya göre, biletlerin fiyatları şöyle:
VIP ÜST B&E 250,00 YTL
VIP ÜST A&F 200,00 YTL
VIP ALT A&F 150,00 YTL
VIP ALT B&E 175,00 YTL
VIP ALT C&D 200,00 YTL
Numaralı Orta 150,00 YTL
Numaralı Kenar 120,00 YTL
Kapalı Üst 100,00 YTL
Kapalı Alt 70,00 YTL
Yeni Açık 30,00 YTL
Eski Açık 25,00 YTL
Bu arada, Eskişehirsporlu taraftarlar için ayrılan biletler de 25 YTL'den satışa çıkarıldı.
"Koca Adamı" kaybettik
Galatasaray tribün grubu ultrAslan-Uni temsilciliği yapmış olan ve lösemi ile mücadele eden Anıl Aydın'ın bugün yaşamını yitirdi. ...n class="ver11">Galatasaray tribün grubu ultrAslan-Uni temsilciliği yapmış olan ve lösemi ile mücadele eden Anıl Aydın'ın bugün yaşamını yitirdi.
Ali Sami Yen Stadı'nda açılan "Dayan Koca Adam" pankartının ardından taraflı tarafsız tüm sporseverlerin kendisi için seferber olduğu Anıl Aydın'ın cenaze töreni, yarın (18 Kasım 2008 Salı) öğle namazının ardından Balçova Merkez Camii'nde yapılacak.
Ali Sami Yen Stadı'nda açılan "Dayan Koca Adam" pankartının ardından taraflı tarafsız tüm sporseverlerin kendisi için seferber olduğu Anıl Aydın'ın cenaze töreni, yarın (18 Kasım 2008 Salı) öğle namazının ardından Balçova Merkez Camii'nde yapılacak.
G.Saray ara vermedi
Turkcell Süper Lig'de İstanbul Büyükşehir Belediyespor'u 2-0 yenerek, hanesine 3 puan yazdıran Galatasaray, 22 Kasım Cumartesi günü Ankaraspor ile ...'de İstanbul Büyükşehir Belediyespor'u 2-0 yenerek, hanesine 3 puan yazdıran Galatasaray, 22 Kasım Cumartesi günü Ankaraspor ile deplasmanda yapacağı karşılaşmanın hazırlıklarına ara vermeden başladı.
Florya Metin Oktay Tesisleri'nde teknik direktör Michael Skibbe yönetiminde basına kapalı gerçekleştirilen antrenmanda İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçında oynayan futbolcuların yenilenme koşusu yaptıkları bildirilirken, diğer oyuncuların koşunun ardından dar alanda teknik bir çalışma yaptıkları ifade edildi.
Milli takımlara davet edilen Ayhan, Sabri, Hakan Balta, Kewell, Meira, De Sanctis ve Baros'un yer almadığı antrenmanda sakatlıkları düzelen Barış, Orkun ve Ferdi'nin takımla birlikte çalıştıkları ifade edildi.
İstanbul Büyükşehir Belediyespor karşılaşmasında ayağına aldığı darbe nedeniyle burkulma sonucu ayağında yaygın ödem oluştuğu belirtilen Lincoln'un bu sabah yapılan tetkikler sonucunda ayağında kırık bulunmadığı, yumuşak doku yaralanması olduğu tespit ediliği açıklanırken, bu futbolcu ile karşılaşmada ayağı burkulan Mehmet Topal'ın çalışmada yer almadıkları vurgulandı. Lincoln ile Mehmet Topal'ın tedavisine başlandığı dile getirildi.
Sindirim sisteminde problemi olan Ümit'in evinde dinlendirildiği bildirilirken, Linderoth'un tedavisinin ardından fizyoterapistler eşliğinde çalıştığı dile getirildi.
Kemik ödemi teşhisi konan Alparslan ile daha önce ameliyat geçiren Hasan ile Serkan Çalık'ın tedavisi sürdürülürken, Uğur'un rehabilitasyon çalışmalarına 'da başlandığı ifade edildi.
Yarını izinli olarak geçirecek olan sarı-kırmızılı takım, Ankaraspor maçı hazırlıklarını 19 Kasım Çarşamba günü basına kapalı antrenmanla sürdürecek.
Florya Metin Oktay Tesisleri'nde teknik direktör Michael Skibbe yönetiminde basına kapalı gerçekleştirilen antrenmanda İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçında oynayan futbolcuların yenilenme koşusu yaptıkları bildirilirken, diğer oyuncuların koşunun ardından dar alanda teknik bir çalışma yaptıkları ifade edildi.
Milli takımlara davet edilen Ayhan, Sabri, Hakan Balta, Kewell, Meira, De Sanctis ve Baros'un yer almadığı antrenmanda sakatlıkları düzelen Barış, Orkun ve Ferdi'nin takımla birlikte çalıştıkları ifade edildi.
İstanbul Büyükşehir Belediyespor karşılaşmasında ayağına aldığı darbe nedeniyle burkulma sonucu ayağında yaygın ödem oluştuğu belirtilen Lincoln'un bu sabah yapılan tetkikler sonucunda ayağında kırık bulunmadığı, yumuşak doku yaralanması olduğu tespit ediliği açıklanırken, bu futbolcu ile karşılaşmada ayağı burkulan Mehmet Topal'ın çalışmada yer almadıkları vurgulandı. Lincoln ile Mehmet Topal'ın tedavisine başlandığı dile getirildi.
Sindirim sisteminde problemi olan Ümit'in evinde dinlendirildiği bildirilirken, Linderoth'un tedavisinin ardından fizyoterapistler eşliğinde çalıştığı dile getirildi.
Kemik ödemi teşhisi konan Alparslan ile daha önce ameliyat geçiren Hasan ile Serkan Çalık'ın tedavisi sürdürülürken, Uğur'un rehabilitasyon çalışmalarına 'da başlandığı ifade edildi.
Yarını izinli olarak geçirecek olan sarı-kırmızılı takım, Ankaraspor maçı hazırlıklarını 19 Kasım Çarşamba günü basına kapalı antrenmanla sürdürecek.
"İspatlanırsa futbolu bırakırım"
İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçında rahatsızlanarak hastaneye kaldırılan Galatasaraylı futbolcu Arda Turan, taburcu edildi. ...İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçında rahatsızlanarak hastaneye kaldırılan Galatasaraylı futbolcu , taburcu edildi.
Kontrol amaçlı olarak geceyi Bakırköy Acıbadem Hastanesi'nde geçiren genç futbolcu, hastane çıkışında basın mensuplarına yaptığı açıklamada, sağlık durumunun iyi olduğunu ve şu an herhangi bir sorunun olmadığını söyledi.
, hastanede bütün tahlil ve tetkiklerinin yapıldığını belirterek, şunları kaydetti:
''Çok iyiyim. Biraz zorluydu gece ister istemez, ama her şey yolunda. Stres ve yorgunluğa dayalı bir durum var, ondan kaynaklanmış. 'de futbol oynayıp, stresli olmamak imkansız. Biraz duygusal insanlarız. İster istemez bu duyguları biraz yoğun yaşıyoruz. Kazandığımız ya da kaybettiğimizde veya hakaret derecesine varan eleştiriler olduğunda... Ama problem değil, kendimi gayet iyi hissediyorum. Gayet iyi durumdayım. Şimdi bir iki gün dinleneceğim. kampına gidemeyeceğim. Çarşamba günü düz koşuya başlayacağım. Çok iyiyim. Sadece biraz kafa olarak yorgunum.''
Uyku sorunu yaşadığını ifade eden Arda, ''Geceleri rahat uyuyamıyorum. Neden olduğunu bilmiyorum. Ya biz birilerinin canını yaktık ya da biri bizim canımızı yaktı. Onun dışında bir şey yok. Her insanın başına gelebilecek şeyler. 21 yaşında genç bir insanım sonuçta. İster istemez sıkıntı çekiyoruz. Hastaneye gelen insanlara, büyüklerime, arkadaşlarıma ve dua eden herkese teşekkür ediyorum. Hiçbir şeyim yok. Çok şükür sağlıklı durumdayım'' diye konuştu.
FORMAMI ELİMDEN GELDİĞİNCE ÜSTÜMDE TAŞIMAYA ÇALIŞIYORUM
Genç futbolcu, İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçında çok koştuğu için rahatsızlık yaşadığını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Üst üste atılan deparlardan kaynaklandı. Sonuçta maç 1-0. Savunmaya da geliyorsunuz ileriye de gidiyoruz. O arada dengeyi sağlayamayınca, dinlenemeyince olur böyle şeyler. Bir ara yorgunluk hissedince çıkmak istedim. Ama formam her zaman benim için çok kıymetli. Onu elimden geldiğince üstümde taşımaya çalışıyorum. Bir dakikası bile benim için çok önemli. Biraz kendimi iyi hissedince sahanın içinde kalmak istedim. Ardından bir depar daha atınca vücudum çok yoruldu. Her halde nabız 230'lara çıkmış. Ama normal, uykusuz bir vücut. Her şeyden önce benim psikolojik sıkıntı yaşadığım bir dönem.''
Yaşadığı rahatsızlığın özel nedenlerden kaynaklanmadığını anlatan Arda, ''Ailem ve arkadaşlarım olmazsa daha çok sıkıntı yaşardım. 'de bir şeyleri kaybettiğiniz zaman sokağa dahi çıkamıyorsunuz. Bu mentaliteyi değiştirmemiz lazım. Ben de duygusal bir adamım. Ne zaman dışarıya çıksak, yemeğe çıksak bir sorun oluyor. Olmayanlar yazılıyor. Cevap vermiyoruz, saygısızlık olmasın diye. Ama yaptığım bir şey yok. Bir defa insanlar saygı duymuyor bazı durumlarda. Artık insan kasti bir şeyler arıyor bunun altında. Yine de kimseye kızgın değilim. Sadece bu ülkede çok fazla genç futbolcu yetişmiyor, bunun kıymetinin bilinmesi lazım. Herkesi biraz daha duyarlı olmaya davet ediyorum'' ifadelerini kullandı.
AĞZIMA ALKOL SÜRMEDİM
Bir basın mensubunun, ''Yazılanlar mı seni rahatsız etti?'' şeklindeki sorusunu Arda, şöyle cevaplandırdı:
''Yazılanlarla ilgili değil, her zaman söylüyorum, yazılanlara üzülmüyorum. Ama yazılanlar sokaktaki insanları etkiliyor. Ben sokağa çıkıp, yürüyüş yaptığım zaman yanlış anlaşılmalar oluyor. Çünkü öyle yazılar yazılıyor ki, okumadığım halde kulağıma geliyor, biliyorum. Bundan sonra ben de istediğim zaman istediğim şeyi yapacağım. Bari o zaman olanları yazsınlar. Hayatım boyunca alkol kullanmadım, 'Her türlü alkolü kullandı' diye yazıyorlar. Şu yaşıma kadar ağzıma alkol sürmedim. Bana alkol verdiğini iddia eden bir mekan sahibi varsa, ben yarın futbolu bırakacağım. Sigara da kullanmadım. Biz bunlara dikkat ediyorsak, insanlar da bazı şeylere dikkat etmeli.''
Kontrol amaçlı olarak geceyi Bakırköy Acıbadem Hastanesi'nde geçiren genç futbolcu, hastane çıkışında basın mensuplarına yaptığı açıklamada, sağlık durumunun iyi olduğunu ve şu an herhangi bir sorunun olmadığını söyledi.
, hastanede bütün tahlil ve tetkiklerinin yapıldığını belirterek, şunları kaydetti:
''Çok iyiyim. Biraz zorluydu gece ister istemez, ama her şey yolunda. Stres ve yorgunluğa dayalı bir durum var, ondan kaynaklanmış. 'de futbol oynayıp, stresli olmamak imkansız. Biraz duygusal insanlarız. İster istemez bu duyguları biraz yoğun yaşıyoruz. Kazandığımız ya da kaybettiğimizde veya hakaret derecesine varan eleştiriler olduğunda... Ama problem değil, kendimi gayet iyi hissediyorum. Gayet iyi durumdayım. Şimdi bir iki gün dinleneceğim. kampına gidemeyeceğim. Çarşamba günü düz koşuya başlayacağım. Çok iyiyim. Sadece biraz kafa olarak yorgunum.''
Uyku sorunu yaşadığını ifade eden Arda, ''Geceleri rahat uyuyamıyorum. Neden olduğunu bilmiyorum. Ya biz birilerinin canını yaktık ya da biri bizim canımızı yaktı. Onun dışında bir şey yok. Her insanın başına gelebilecek şeyler. 21 yaşında genç bir insanım sonuçta. İster istemez sıkıntı çekiyoruz. Hastaneye gelen insanlara, büyüklerime, arkadaşlarıma ve dua eden herkese teşekkür ediyorum. Hiçbir şeyim yok. Çok şükür sağlıklı durumdayım'' diye konuştu.
FORMAMI ELİMDEN GELDİĞİNCE ÜSTÜMDE TAŞIMAYA ÇALIŞIYORUM
Genç futbolcu, İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçında çok koştuğu için rahatsızlık yaşadığını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Üst üste atılan deparlardan kaynaklandı. Sonuçta maç 1-0. Savunmaya da geliyorsunuz ileriye de gidiyoruz. O arada dengeyi sağlayamayınca, dinlenemeyince olur böyle şeyler. Bir ara yorgunluk hissedince çıkmak istedim. Ama formam her zaman benim için çok kıymetli. Onu elimden geldiğince üstümde taşımaya çalışıyorum. Bir dakikası bile benim için çok önemli. Biraz kendimi iyi hissedince sahanın içinde kalmak istedim. Ardından bir depar daha atınca vücudum çok yoruldu. Her halde nabız 230'lara çıkmış. Ama normal, uykusuz bir vücut. Her şeyden önce benim psikolojik sıkıntı yaşadığım bir dönem.''
Yaşadığı rahatsızlığın özel nedenlerden kaynaklanmadığını anlatan Arda, ''Ailem ve arkadaşlarım olmazsa daha çok sıkıntı yaşardım. 'de bir şeyleri kaybettiğiniz zaman sokağa dahi çıkamıyorsunuz. Bu mentaliteyi değiştirmemiz lazım. Ben de duygusal bir adamım. Ne zaman dışarıya çıksak, yemeğe çıksak bir sorun oluyor. Olmayanlar yazılıyor. Cevap vermiyoruz, saygısızlık olmasın diye. Ama yaptığım bir şey yok. Bir defa insanlar saygı duymuyor bazı durumlarda. Artık insan kasti bir şeyler arıyor bunun altında. Yine de kimseye kızgın değilim. Sadece bu ülkede çok fazla genç futbolcu yetişmiyor, bunun kıymetinin bilinmesi lazım. Herkesi biraz daha duyarlı olmaya davet ediyorum'' ifadelerini kullandı.
AĞZIMA ALKOL SÜRMEDİM
Bir basın mensubunun, ''Yazılanlar mı seni rahatsız etti?'' şeklindeki sorusunu Arda, şöyle cevaplandırdı:
''Yazılanlarla ilgili değil, her zaman söylüyorum, yazılanlara üzülmüyorum. Ama yazılanlar sokaktaki insanları etkiliyor. Ben sokağa çıkıp, yürüyüş yaptığım zaman yanlış anlaşılmalar oluyor. Çünkü öyle yazılar yazılıyor ki, okumadığım halde kulağıma geliyor, biliyorum. Bundan sonra ben de istediğim zaman istediğim şeyi yapacağım. Bari o zaman olanları yazsınlar. Hayatım boyunca alkol kullanmadım, 'Her türlü alkolü kullandı' diye yazıyorlar. Şu yaşıma kadar ağzıma alkol sürmedim. Bana alkol verdiğini iddia eden bir mekan sahibi varsa, ben yarın futbolu bırakacağım. Sigara da kullanmadım. Biz bunlara dikkat ediyorsak, insanlar da bazı şeylere dikkat etmeli.''
"Derdiyok Leverkusen'e 'evet' dedi"
Almanya'nın önde gelen spor dergilerinden Kicker, İsviçre'nin FC Basel takımında oynayan Eren Derdiyok'un (20), Alman 1. Ligi'nde (Bundesliga) toplam ...'nın önde gelen spor dergilerinden Kicker, İsviçre'nin FC Basel takımında oynayan Eren Derdiyok'un (20), Alman 1. Ligi'nde (Bundesliga) toplam 28 puanla lider konumda bulunan Bayer 04 Leverkusen takımına transfer olacağını yazdı.
Dergide ''Derdiyok, Leverkusen'e 'evet' dedi'' başlığıyla verilen haberde, Eren'in danışmanı Volker Struth'un, Bayer 04 Leverkusen yöneticilerinin sundukları sportif perspektifin Eren'i çok etkilediğini belirterek, ''Bu nedenle Bayer'den yana karar aldı ve Bundesliga'yla yurt dışından gelen diğer mükemmel teklifleri reddetti'' şeklinde konuştuğu ifade edildi.
Kulüp menajeri Michael Reschke ise, ''Bu görüşmelere bağlı. Biz kendisini 1 Ocak 2009 tarihinden itibaren görevlendirmek istiyoruz. Eğer bu mümkün olmazsa o zaman yaza kadar bekleyeceğiz. Bu arada FC Basel ile anlaşma sağlamak istiyoruz'' şeklinde konuştu.
FC Basel ile 2010 yılına kadar sözleşmesi bulunan Eren de ''Henüz gencim ve FC Basel'de kendimi rahat hissediyorum. Burası benim yurdum. Günün birinde yurt dışına gitmem de çok normal. Leverkusen'de kendim ve sportif gelişmem için en iyi imkanları görüyorum. Ancak baskı altında da değilim'' dedi.
Dergide ''Derdiyok, Leverkusen'e 'evet' dedi'' başlığıyla verilen haberde, Eren'in danışmanı Volker Struth'un, Bayer 04 Leverkusen yöneticilerinin sundukları sportif perspektifin Eren'i çok etkilediğini belirterek, ''Bu nedenle Bayer'den yana karar aldı ve Bundesliga'yla yurt dışından gelen diğer mükemmel teklifleri reddetti'' şeklinde konuştuğu ifade edildi.
Kulüp menajeri Michael Reschke ise, ''Bu görüşmelere bağlı. Biz kendisini 1 Ocak 2009 tarihinden itibaren görevlendirmek istiyoruz. Eğer bu mümkün olmazsa o zaman yaza kadar bekleyeceğiz. Bu arada FC Basel ile anlaşma sağlamak istiyoruz'' şeklinde konuştu.
FC Basel ile 2010 yılına kadar sözleşmesi bulunan Eren de ''Henüz gencim ve FC Basel'de kendimi rahat hissediyorum. Burası benim yurdum. Günün birinde yurt dışına gitmem de çok normal. Leverkusen'de kendim ve sportif gelişmem için en iyi imkanları görüyorum. Ancak baskı altında da değilim'' dedi.
Umutlar başka bahara ertelendi
G-20 zirvesinden beklenen desteğin çıkmaması, dünya ekonomisiyle ilgili olumsuz veriler ve bankaların personel çıkaracağı haberler piyasaları olumsuz etkiliyorHafta sonu gerçekleştirilen G-20 zirvesinden umduğunu bulamayan piyasalar yeniden karıştı. Nisan ayında yapılacak bir sonraki toplantıya kadar her ülkenin tedbirlerini kendisini belirleyecek olması umutları başka bahara erteledi. Borsalarda satışlar hızlanırken, dolar hafif yükseldi. Piyasalar G-20 zirvesinde dünya ekonomisini rahatlatacak ortak çözümler üretilmesini bekliyordu. Ancak G-20 zirvesine 500 dolarlık şaraplar damgasını vurdu. Bunun üzerin Japonya ekonomisi ile ilgili gelen olumsuz veriler ve Avrupa ve ABD ekonomisinde sıkıntıların büyüyeceği yönündeki öngörüler hisse senedi piyasalarında yeni satışları getirdi.
İMKB ÇAKILDI
Erdemir, THY gibi reel sektörün öncü şirketlerinden gelen yüksek kar rakamları bile İMKB’nin toparlanmasını sağlayamadı. Endeks ikinci seansın başlarında hızlana satışların da etkisiyle yüzde 4’e varan düşüşün etkisiyle 24 bin 300’lü puanlara geriledi.
DOLAR YÜKSELİYOR
Haftaya 1.60 YTL’den başlayan dolar ise artan olumsuzlukların etkisiyle 1.63 YTL’ye kadar yükseldi. Euro ise 2.05 YLTL’yi geçti.
IMF İLE ANLAŞMA YAKIN
Diğer yandan Başbakan Erdoğan ve IMF Başkanı Strauss-Kahn yeni bir stand-by anlaşmasına ilişkin olarak çözüme en yakın noktada olduklarını ifade ettiler. Ancak, yapılacak anlaşmanın çerçevesi henüz bilinmiyor.
İMKB ÇAKILDI
Erdemir, THY gibi reel sektörün öncü şirketlerinden gelen yüksek kar rakamları bile İMKB’nin toparlanmasını sağlayamadı. Endeks ikinci seansın başlarında hızlana satışların da etkisiyle yüzde 4’e varan düşüşün etkisiyle 24 bin 300’lü puanlara geriledi.
DOLAR YÜKSELİYOR
Haftaya 1.60 YTL’den başlayan dolar ise artan olumsuzlukların etkisiyle 1.63 YTL’ye kadar yükseldi. Euro ise 2.05 YLTL’yi geçti.
IMF İLE ANLAŞMA YAKIN
Diğer yandan Başbakan Erdoğan ve IMF Başkanı Strauss-Kahn yeni bir stand-by anlaşmasına ilişkin olarak çözüme en yakın noktada olduklarını ifade ettiler. Ancak, yapılacak anlaşmanın çerçevesi henüz bilinmiyor.
AKP DEVLETLEŞİYOR. SIRADA NE VAR?
NEWSWEEK'TE BU HAFTA*G-20 Liderleri dünya ekonomisinin yeni rotasını çizdi
*Başbakan'ın yeni yolu. Erdoğan Türkiye'nin kaderini belirleyecek kararların arifesinde.
*Geçici evlilik
Dini konularda devletin en yetkili kurumu hazırlattığı Kur'an tesfiriyle "muta" tartışmasını ateşledi.
*Taliban masaya oturmaya hazır değil.
Herkes Taliban'la konuşmaktan bahsediyor. Ancak görüşmeler daha başlayacak gibi görünmüyor ve bu arada silahlar konuşmaya devam edecek.
*Buluşma Noktası
Ortadoğu uzmanı Faik Bulut'a göre El Kaide tarz değiştirirken Türkiye'nin trafikteki rolü artıyor.
*Yeni bir araştırma.. 6 milyon Türk bir sabah yoksul uyanabilir.
*Kültür başsemti İstanbul. Avrupa Kültür Başkenti olmasına 13,5 ay kala makyaj projeler.
*Rusya Gürcistan savasında gizli anlaşma iddiası.
*Alevi taleplerine “ayrım gözetmeksizin eşitlik” formülü
Bu pazartesi ve her pazartesi newsweek Türkiye’de.....
*Başbakan'ın yeni yolu. Erdoğan Türkiye'nin kaderini belirleyecek kararların arifesinde.
*Geçici evlilik
Dini konularda devletin en yetkili kurumu hazırlattığı Kur'an tesfiriyle "muta" tartışmasını ateşledi.
*Taliban masaya oturmaya hazır değil.
Herkes Taliban'la konuşmaktan bahsediyor. Ancak görüşmeler daha başlayacak gibi görünmüyor ve bu arada silahlar konuşmaya devam edecek.
*Buluşma Noktası
Ortadoğu uzmanı Faik Bulut'a göre El Kaide tarz değiştirirken Türkiye'nin trafikteki rolü artıyor.
*Yeni bir araştırma.. 6 milyon Türk bir sabah yoksul uyanabilir.
*Kültür başsemti İstanbul. Avrupa Kültür Başkenti olmasına 13,5 ay kala makyaj projeler.
*Rusya Gürcistan savasında gizli anlaşma iddiası.
*Alevi taleplerine “ayrım gözetmeksizin eşitlik” formülü
Bu pazartesi ve her pazartesi newsweek Türkiye’de.....
Mehmet Okur ABD'ye gitti
Babası Abdullah Okur'un sağlık sorunu nedeniyle geçen hafta İstanbul'a gelen NBA takımlarından Utah Jazz'ın oyuncusu Mehmet Okur, babasının durumunun iyiye gitmesi nedeniyle ABD'ye döndü. ...Babası Abdullah Okur'un sağlık sorunu nedeniyle geçen hafta İstanbul'a gelen NBA takımlarından Utah Jazz'ın oyuncusu , babasının durumunun iyiye gitmesi nedeniyle ABD'ye döndü.
Milli basketbolcunun resmi internet sitesi ''www.memo13.com''da yapılan açıklamada, doktorların her şeyin kontrol altında olduğu konusunda 'u ikna etmesi üzerine, milli basketbolcunun döndüğü ifade edildi.
Nefes borusu ameliyatı geçiren Abdullah Okur için doktorların yarın, ağızdan gıda ya da ilaç alamayan bir kimsenin midesine ya da ince bağırsağına doğrudan hortum yerleştirmek için gerçekleştirilen gastrostomi ameliyatı planladığı ifade edildi.
Milli basketbolcunun resmi internet sitesi ''www.memo13.com''da yapılan açıklamada, doktorların her şeyin kontrol altında olduğu konusunda 'u ikna etmesi üzerine, milli basketbolcunun döndüğü ifade edildi.
Nefes borusu ameliyatı geçiren Abdullah Okur için doktorların yarın, ağızdan gıda ya da ilaç alamayan bir kimsenin midesine ya da ince bağırsağına doğrudan hortum yerleştirmek için gerçekleştirilen gastrostomi ameliyatı planladığı ifade edildi.
Böyle babaya böyle oğul
Konya'da 14 yaşındaki genç, otomobil kullanırken yakalandı. Merkez Karatay ilçesi Yeni Adliye Parkı yakınlarında uygulama yapan polis, E.K'nin kullandığı (14) 07 plakalı otomobili durdurdu. ...n class="ver11">Konya'da 14 yaşındaki genç, otomobil kullanırken yakalandı. Merkez Karatay ilçesi Yeni Adliye Parkı yakınlarında uygulama yapan polis, E.K'nin kullandığı (14) 07 plakalı otomobili durdurdu.
Otomobil sürücüsü E.K'nin yaşının küçük olduğunu gören polis ekipleri, babası Ş.K'yi olay yerine çağırdı.
Bu sırada E.K, polise, babasının isteği üzerine sigara almak için otomobile bindiğini, hemen eve döneceğini söyledi.
Olay yerine gelen E.K'nin babası Ş.K, ceza yazan polis ekiplerini uzun süre ikna etmeye çalıştı.
Polislerin kararlı olduğunu gören Ş.K. sinirlendi. Oğlunun sigara almak için evden çıktığını belirten Ş.K, ''Bunda abartılacak bir durum yok. Oğlum zaten 5 yaşından bu yana araç kullanıyor. Bu araç bağlanabilir ancak bende daha çok araç var. Galerici tanıdıklarım var. Bağlarsanız bağlayın. Oğlum gayet iyi araç kullanıyor. Bugüne kadar hiç kaza yapmadı. Aslında çocukta suç. Hiç durmayıp gidecekti. Durursa sonuç bu oluyor. Ne yapmak istiyorsanız yapın'' dedi.
Polislerin alkollü olduğunu söylediği Ş.K, ''Alkollü değilim. Sadece bir bira içtim o kadar'' diye konuştu. Otomobil sahibine 237 YTL ceza kesildiği, Ş.K'nin ''ehliyetsiz araç kullanmaktan'' adliyeye sevk edileceği bildirildi.
AA
Otomobil sürücüsü E.K'nin yaşının küçük olduğunu gören polis ekipleri, babası Ş.K'yi olay yerine çağırdı.
Bu sırada E.K, polise, babasının isteği üzerine sigara almak için otomobile bindiğini, hemen eve döneceğini söyledi.
Olay yerine gelen E.K'nin babası Ş.K, ceza yazan polis ekiplerini uzun süre ikna etmeye çalıştı.
Polislerin kararlı olduğunu gören Ş.K. sinirlendi. Oğlunun sigara almak için evden çıktığını belirten Ş.K, ''Bunda abartılacak bir durum yok. Oğlum zaten 5 yaşından bu yana araç kullanıyor. Bu araç bağlanabilir ancak bende daha çok araç var. Galerici tanıdıklarım var. Bağlarsanız bağlayın. Oğlum gayet iyi araç kullanıyor. Bugüne kadar hiç kaza yapmadı. Aslında çocukta suç. Hiç durmayıp gidecekti. Durursa sonuç bu oluyor. Ne yapmak istiyorsanız yapın'' dedi.
Polislerin alkollü olduğunu söylediği Ş.K, ''Alkollü değilim. Sadece bir bira içtim o kadar'' diye konuştu. Otomobil sahibine 237 YTL ceza kesildiği, Ş.K'nin ''ehliyetsiz araç kullanmaktan'' adliyeye sevk edileceği bildirildi.
AA
IMF'ye 100 milyar dolar lazım
Tüm dünya küresel krizden kurtulmak için IMF'den medet umarken, IMF 100 milyar dolar ek kaynağa ihtiyacı olduğunu açıkladı.n class="ver11">Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Dominique Strauss-Kahn, IMF'nin küresel ekonomik düzelmeye yardımcı olmada büyük bir rol oynaması için daha fazla kaynağa ihtiyacı olduğunu söyledi.
Strauss-Kahn, BBC'ye yaptığı açıklamada, ''IMF'nin muhtemelen gelecek altı ayda en az 100 milyar dolarlık ek kaynağa ihtiyacı var'' diye konuştu.
IMF'nin yakın gelecekte yeterli parası olmasına rağmen, muhtemelen daha fazlasına ihtiyacı bulunduğunu ifade eden Strauss-Kahn, ''Ancak aynı zamanda sorunları olan ülkelerin sayısı önemli oranda arttı ve IMF'den destek istediler. Bu yüzden daha fazla kaynağa ihtiyacımız var'' dedi.
Japonya'nın IMF'ye 100 milyar dolar taahhüt etmesini ''önemli bir adım'' olarak değerlendiren Strauss-Kahn, ''IMF'nin şimdi bugün karşı karşıya olduğumuz sorunla ilgilenmek için yeteri kadar kaynağı var. Sorun şimdiden itibaren önümüzdeki altı ayda karşılaşacağımız problemi halledebilmek ve bütün devlet ve hükümet başkanlarının güçlü bir IMF'ye ihtiyaç bulunduğunun farkında olduklarını düşünüyorum'' diye konuştu.
Strauss-Kahn, ''düzenlemelerin sonuçlarından nüfusun en fazla zarar görebilecek bölümünü korumak için bazı sosyal güvenlik programları uygulama çabası içinde olacaklarını'' da belirtti.
ABD ve Japonya gibi dünyanın bazı ülkelerinde faiz oranlarında önemli kesintilere gidildiğini, bunun dünyanın diğer yerlerinde de yapılabileceğini ifade eden Strauss-Kahn, Avrupa Merkez Bankası'nın (AMB) da faiz oranında yeni bir kesintiye gitmesi gerektiğini düşündüğünü söyledi.
AA
Strauss-Kahn, BBC'ye yaptığı açıklamada, ''IMF'nin muhtemelen gelecek altı ayda en az 100 milyar dolarlık ek kaynağa ihtiyacı var'' diye konuştu.
IMF'nin yakın gelecekte yeterli parası olmasına rağmen, muhtemelen daha fazlasına ihtiyacı bulunduğunu ifade eden Strauss-Kahn, ''Ancak aynı zamanda sorunları olan ülkelerin sayısı önemli oranda arttı ve IMF'den destek istediler. Bu yüzden daha fazla kaynağa ihtiyacımız var'' dedi.
Japonya'nın IMF'ye 100 milyar dolar taahhüt etmesini ''önemli bir adım'' olarak değerlendiren Strauss-Kahn, ''IMF'nin şimdi bugün karşı karşıya olduğumuz sorunla ilgilenmek için yeteri kadar kaynağı var. Sorun şimdiden itibaren önümüzdeki altı ayda karşılaşacağımız problemi halledebilmek ve bütün devlet ve hükümet başkanlarının güçlü bir IMF'ye ihtiyaç bulunduğunun farkında olduklarını düşünüyorum'' diye konuştu.
Strauss-Kahn, ''düzenlemelerin sonuçlarından nüfusun en fazla zarar görebilecek bölümünü korumak için bazı sosyal güvenlik programları uygulama çabası içinde olacaklarını'' da belirtti.
ABD ve Japonya gibi dünyanın bazı ülkelerinde faiz oranlarında önemli kesintilere gidildiğini, bunun dünyanın diğer yerlerinde de yapılabileceğini ifade eden Strauss-Kahn, Avrupa Merkez Bankası'nın (AMB) da faiz oranında yeni bir kesintiye gitmesi gerektiğini düşündüğünü söyledi.
AA
Hastanelerde provizyon kuyruğu
Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) provizyon sisteminde bu sabah meydana gelen teknik arıza, hastanelerde uzun kuyrukların oluşmasına sebep oldu. ...n class="ver11">Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) provizyon sisteminde bu sabah meydana gelen teknik arıza, hastanelerde uzun kuyrukların oluşmasına sebep oldu. Ankara'da Bir çok hastanede, bu nedenle hastalardan sağlık karnelerinin ya da nüfus Kağıtlarının fotokopisi istendi. Bunun sonucu da bir çok hastanenin poliklinik hizmetlerinde aksama meydana geldi.
Ankara 75.Yıl Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi ile Özel Hastanelerden 29 Mayıs Hastanesi başta olmak üzere bir çok hastanenin polikliniğinde uzun kuyruklar oluştu.
Başta 75. Yıl Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi olmak üzere bir çok hastanede yetkililerin, bu fotokopi talepleriyle ilgili hastalardan herhangi bir ücret talep etmedikleri öğrenildi.
ANKA'nın edindiği bilgiye göre, Sosyal Güvenlik Kurumu bilgisayarında meydana gelen arıza daha sonra giderildi. SGK yetkilileri, hafta sonu provizyon sistemindeki teknik çalışma nedeniyle aksaklık oluştuğunu belirterek, arızanın daha sonra giderildiğini ve hastalara normal provizyon verildiğini bildirdiler.
PROVİZYON SİSTEMİ ECZANELERDE DE ÇÖKTÜ
Sosyal Güvenlik Kurumu'nun provizyon sistemi eczanelerde de çöktü. Muayene ücretlerinin hesaplandığı sistemde ne kadar muayene ücreti çıkacağı bilinemediği için hastalara ilaç verilemiyor.
Sosyal Güvenlik Kurumu'nun sorunlu çalışan provizyon sistemi, sabah saatlerinden bu yana gerek hastanelerde gerekse eczanelerde karmaşaya sebep oldu.
SGK'nın provizyon sisteminin gün içerisinde sık sık devre dışı kalması sonucu Hastanelerde oluşan uzun kuyrukların oluşmasının yanı sıra, eczanelerde de, hastalara ilaç verilmesinde büyük aksaklıklar yaşanıyor.
Eczanelerden alınan muayene ücretlerinin görüntülendiği provizyon sisteminin aksamasıyla muayene ücretlerini hesaplayamayan eczacılar hastalara ilaç veremiyor.
Tüm Eczacı İşverenler Sendikası Genel Başkanı Ecz. Nurten Saydan ANKA'ya yaptığı açıklamada, daha fazla mağduriyetin yaşanmaması için "sorunsuz ve kesintisiz" çalışan bir provizyon sistemi için ne gerekiyorsa yapılması gerektiğini söyledi. Saydan, özellikle muayene katkı payı uygulamasının eczaneler aracılığıyla tahsil edilmesi uygulaması nedeniyle, sigortalılardan ne kadar muayene ücreti alacağını bilemeyen eczacıların hastalara ilaç hizmetini veremez durumda olduğuna işaret etti.
Çalışmayan provizyon sisteminin yeni bir sorun olmadığını ifade eden Saydan, "Bu ne yazık ki yıllardır devam eden bir sorundur. 3 yıldır, defalarca uyarmamıza rağmen sorunları giderilemeyen provizyon sistemi için yetkililere "Bu sorunlar ne zaman düzelecek?' diye sormak istiyoruz" dedi.
ANKA
Ankara 75.Yıl Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi ile Özel Hastanelerden 29 Mayıs Hastanesi başta olmak üzere bir çok hastanenin polikliniğinde uzun kuyruklar oluştu.
Başta 75. Yıl Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi olmak üzere bir çok hastanede yetkililerin, bu fotokopi talepleriyle ilgili hastalardan herhangi bir ücret talep etmedikleri öğrenildi.
ANKA'nın edindiği bilgiye göre, Sosyal Güvenlik Kurumu bilgisayarında meydana gelen arıza daha sonra giderildi. SGK yetkilileri, hafta sonu provizyon sistemindeki teknik çalışma nedeniyle aksaklık oluştuğunu belirterek, arızanın daha sonra giderildiğini ve hastalara normal provizyon verildiğini bildirdiler.
PROVİZYON SİSTEMİ ECZANELERDE DE ÇÖKTÜ
Sosyal Güvenlik Kurumu'nun provizyon sistemi eczanelerde de çöktü. Muayene ücretlerinin hesaplandığı sistemde ne kadar muayene ücreti çıkacağı bilinemediği için hastalara ilaç verilemiyor.
Sosyal Güvenlik Kurumu'nun sorunlu çalışan provizyon sistemi, sabah saatlerinden bu yana gerek hastanelerde gerekse eczanelerde karmaşaya sebep oldu.
SGK'nın provizyon sisteminin gün içerisinde sık sık devre dışı kalması sonucu Hastanelerde oluşan uzun kuyrukların oluşmasının yanı sıra, eczanelerde de, hastalara ilaç verilmesinde büyük aksaklıklar yaşanıyor.
Eczanelerden alınan muayene ücretlerinin görüntülendiği provizyon sisteminin aksamasıyla muayene ücretlerini hesaplayamayan eczacılar hastalara ilaç veremiyor.
Tüm Eczacı İşverenler Sendikası Genel Başkanı Ecz. Nurten Saydan ANKA'ya yaptığı açıklamada, daha fazla mağduriyetin yaşanmaması için "sorunsuz ve kesintisiz" çalışan bir provizyon sistemi için ne gerekiyorsa yapılması gerektiğini söyledi. Saydan, özellikle muayene katkı payı uygulamasının eczaneler aracılığıyla tahsil edilmesi uygulaması nedeniyle, sigortalılardan ne kadar muayene ücreti alacağını bilemeyen eczacıların hastalara ilaç hizmetini veremez durumda olduğuna işaret etti.
Çalışmayan provizyon sisteminin yeni bir sorun olmadığını ifade eden Saydan, "Bu ne yazık ki yıllardır devam eden bir sorundur. 3 yıldır, defalarca uyarmamıza rağmen sorunları giderilemeyen provizyon sistemi için yetkililere "Bu sorunlar ne zaman düzelecek?' diye sormak istiyoruz" dedi.
ANKA
Cem Özdemir'in Obama'dan farkı
ALMANYA'nın Erfurt Kenti'nde haftasonu tarihi bir gün yaşandı. Ali Gülen yazdı...ALMANYA’nın Erfurt Kenti’nde haftasonu tarihi bir gün yaşandı.
İlk kez bir Türk kökenli, parti liderliği konumuna kadar yükseldi.
Gerçi, Yeşiller’deki bu olay tam bir liderlik değil, daha çok liderlik
paylaşımı…
Ama olsun…
Cem Özdemir’in bu yükselişi bir başarıdır.
Kutluyoruz…
Seçimden önce ve sonra verdiği röportajları sık sık okuma ve analiz etme
fırsatı yakaladık.
Doğrusu, Türk kökenlilerden çok Almanlar’dan oy aldığının farkında ve
Alman seçmenin “hassasiyetlerini” çok iyi biliyor.
Ülkede Türkler’e bakış açısının hala olumsuz olmasının etkisi olsa gerek,
hiçbir zaman “Türk kökenli” ifadesini kullanmadı.
“Bir Müslüman, parti lideri oluyor” ya da “Anadolulu Schwab” gibi
tanımlamalara çok sık değindi.
TÜRK OBAMA’YI SEVMEDİ
Daha önceki bir çok röportajında da, Türk kökenliliğinin ön plana
çıkarılmasını pek sevmezdi.
Babaannesinin ve dedesinin başka kökenlerden gelmesine değinirdi.
Obama ile benzerliğinin hangi noktada olduğu henüz bilinmiyor.
Kendisi de zaten “Türk Obama” denilmesine karşı.
“Yeşillerli Obama” denilmesini daha çok seviyor.
Evet, kendisi pek kabul etmese de, bu topraklarda yetişen, bir dönemler
Türk vatandaşı olan bir kişi, “bir Türk kökenli” artık Yeşiller’in iki
adamından biri.
İkinci kuşak bir Türk kökenlinin zaferidir bu.
Obama'dan çok farklı olarak, iki kültürün bir ürünüdür.
Kendisini Türk’ten çok Alman hissettiğini söylemesi, bizim ona bakış
açımızı değiştirmemeli.
Türk’ten çok Alman olmak ya da uyumun bir ileri aşamasına gelmiş olmak ona
parti liderliğini getirdi.
Yine de Avrupa’daki Türk basını ve Türkiye’deki basın ona çok yakın davrandı.
Kampanya boyunca destekçisi oldu.
ALMAN BASINI ELEŞTİRDİ
Alman basını ise tersine, “yetersizliğinden” ya da “daha önceki uçuş
bonusları”ndan dem vuruyordu.
Bu yüzden ona karşı tüm önyargılardan ve eleştirilerden uzak bakıyoruz.
Çünkü bundan sonra yürüteceği politika çok önemli.
Hem Türkiye için hem de Almanya’daki Türkler için.
Özellikle de Almanya’da hala “kara koyun” gibi görünen Türkler açısından
önemli.
İşsizliğin arttığı, gelir düzeyinin düştüğü Almanya’da bu seçim, Türkler’i
bir nebze olsun rahatlatabilir.
En azından moral olarak…
Cem Özdemir’den bu moral desteğini bekliyoruz.
İlk kez bir Türk kökenli, parti liderliği konumuna kadar yükseldi.
Gerçi, Yeşiller’deki bu olay tam bir liderlik değil, daha çok liderlik
paylaşımı…
Ama olsun…
Cem Özdemir’in bu yükselişi bir başarıdır.
Kutluyoruz…
Seçimden önce ve sonra verdiği röportajları sık sık okuma ve analiz etme
fırsatı yakaladık.
Doğrusu, Türk kökenlilerden çok Almanlar’dan oy aldığının farkında ve
Alman seçmenin “hassasiyetlerini” çok iyi biliyor.
Ülkede Türkler’e bakış açısının hala olumsuz olmasının etkisi olsa gerek,
hiçbir zaman “Türk kökenli” ifadesini kullanmadı.
“Bir Müslüman, parti lideri oluyor” ya da “Anadolulu Schwab” gibi
tanımlamalara çok sık değindi.
TÜRK OBAMA’YI SEVMEDİ
Daha önceki bir çok röportajında da, Türk kökenliliğinin ön plana
çıkarılmasını pek sevmezdi.
Babaannesinin ve dedesinin başka kökenlerden gelmesine değinirdi.
Obama ile benzerliğinin hangi noktada olduğu henüz bilinmiyor.
Kendisi de zaten “Türk Obama” denilmesine karşı.
“Yeşillerli Obama” denilmesini daha çok seviyor.
Evet, kendisi pek kabul etmese de, bu topraklarda yetişen, bir dönemler
Türk vatandaşı olan bir kişi, “bir Türk kökenli” artık Yeşiller’in iki
adamından biri.
İkinci kuşak bir Türk kökenlinin zaferidir bu.
Obama'dan çok farklı olarak, iki kültürün bir ürünüdür.
Kendisini Türk’ten çok Alman hissettiğini söylemesi, bizim ona bakış
açımızı değiştirmemeli.
Türk’ten çok Alman olmak ya da uyumun bir ileri aşamasına gelmiş olmak ona
parti liderliğini getirdi.
Yine de Avrupa’daki Türk basını ve Türkiye’deki basın ona çok yakın davrandı.
Kampanya boyunca destekçisi oldu.
ALMAN BASINI ELEŞTİRDİ
Alman basını ise tersine, “yetersizliğinden” ya da “daha önceki uçuş
bonusları”ndan dem vuruyordu.
Bu yüzden ona karşı tüm önyargılardan ve eleştirilerden uzak bakıyoruz.
Çünkü bundan sonra yürüteceği politika çok önemli.
Hem Türkiye için hem de Almanya’daki Türkler için.
Özellikle de Almanya’da hala “kara koyun” gibi görünen Türkler açısından
önemli.
İşsizliğin arttığı, gelir düzeyinin düştüğü Almanya’da bu seçim, Türkler’i
bir nebze olsun rahatlatabilir.
En azından moral olarak…
Cem Özdemir’den bu moral desteğini bekliyoruz.
19. YY'ın en erotik resmi
Ünlü Fransız ressamı İngres'in "Türk Hammı" adlı tablosu, en erotik resim ilan edildi.Ünlü Fransız ressamı İngres’in 82 yaşında iken gerçekleştirdiği “Türk Hamamı" adlı tablosu, “19. yüzyılın en erotik resmi" ilan edildi.
Milliyet'te yer alan ahbere göre, Le Figaro Magazine tarafından yayınlanan bir değerlendirmede, 16. yüzyılından bu yana ünlü ressamlarca gerçekleştirilen nü çalışmalarına dikkat çekildi.
Bu bağlamda Delacroix’in nü eserleri üzerinde durulduğu yazıda “Ancak yüzyılın en açık erotik eserini, Delacroix, değil, Türk Hamamı ile İngres gerçekleştirdi"denildi.
İngres, 1862 tarihli eserine imzasını yanı sıra “gururla" 82 yaşında olduğunu da ilave ettiğine dikkat çeken Le Figaro, “akademisyen", “burjuva" olarak ve “geleneksel görüşleri" ile tanınan İngres’in, “kendisini harem hayaline bıraktığı"nı belirtti.
Picasso’nun çeşitli kopyalar yaptığı, “Büyük Odalık" adlı çok ünlü diğer bir nü eseri ile de bulunan İngres, orientalist akımın temsilcilerinden biri olarak tanınıyor. 1865 yılında eski bir Türk diplomatı Halil Bey tarafından satın alındığı belirtilen “Türk Hamamı" halen Paris’teki Louvre Müzesinde bulunuyor.
Milliyet'te yer alan ahbere göre, Le Figaro Magazine tarafından yayınlanan bir değerlendirmede, 16. yüzyılından bu yana ünlü ressamlarca gerçekleştirilen nü çalışmalarına dikkat çekildi.
Bu bağlamda Delacroix’in nü eserleri üzerinde durulduğu yazıda “Ancak yüzyılın en açık erotik eserini, Delacroix, değil, Türk Hamamı ile İngres gerçekleştirdi"denildi.
İngres, 1862 tarihli eserine imzasını yanı sıra “gururla" 82 yaşında olduğunu da ilave ettiğine dikkat çeken Le Figaro, “akademisyen", “burjuva" olarak ve “geleneksel görüşleri" ile tanınan İngres’in, “kendisini harem hayaline bıraktığı"nı belirtti.
Picasso’nun çeşitli kopyalar yaptığı, “Büyük Odalık" adlı çok ünlü diğer bir nü eseri ile de bulunan İngres, orientalist akımın temsilcilerinden biri olarak tanınıyor. 1865 yılında eski bir Türk diplomatı Halil Bey tarafından satın alındığı belirtilen “Türk Hamamı" halen Paris’teki Louvre Müzesinde bulunuyor.
"Cesareti varsa İstanbul'a aday olsun"
Topbaş'tan Kılıçdaroğlu'nun kendisi hakkındaki iddialara sert yanıt: "Yaramız yok ki gocunalım"İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Kadir Topbaş, CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun, kendisi hakkındaki iddialarına sert cevap verdi. "Yaramız yok ki gocunalım" diyen Topbaş, "Cesareti varsa gelir İstanbul'a aday olur." şeklinde konuştu.
Uluslararası 3. Bilgi Kentleri Sempozyumu'na katılan Kadir Topbaş, toplantı sonrası basın mensuplarının sorularını cevapladı. CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Kadir Topbaş bir iş adamına 48 saat içinde 11 trilyon lira rant sağladı" şeklindeki iddialarına sert tepki gösterdi. Topbaş, "İnsan karşısındakini kendisi gibi bilir. Bu bir genel kuraldır. Düzgün insan karşısındaki düzgün bilir ve kolay aldatılır. İstanbul'la ilgili iddiaları varsa bizim meclis zabıtlarımız var, bu zabıtlar açık. Hele geçen ay ki Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili'nin konuşmasını alıp okusunlar. Veya orada geçmiş meclis zabıtlarımıza baksınlar, şahsımla ilgili, belediyemizle ilgili kararları okusunlar. Böyle çamur at izi kalsın mantığı olmaz. Bizde çamurun izi dahi kalmaz. Yaramız yok ki gocunalım. Bizi İstanbullular çok iyi bilir. Şimdi arıyor nerede ne yapacağım diye. Cesareti varsa gelir İstanbul'a aday olur. Bütün belgeleri çıkartır kamuoyuna der ki 'ben buyum.' Gelsin aday olsun, bu kadar İstanbul'u konuşuyorsa." ifadelerini kullandı.
Uluslararası 3. Bilgi Kentleri Sempozyumu'na katılan Kadir Topbaş, toplantı sonrası basın mensuplarının sorularını cevapladı. CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Kadir Topbaş bir iş adamına 48 saat içinde 11 trilyon lira rant sağladı" şeklindeki iddialarına sert tepki gösterdi. Topbaş, "İnsan karşısındakini kendisi gibi bilir. Bu bir genel kuraldır. Düzgün insan karşısındaki düzgün bilir ve kolay aldatılır. İstanbul'la ilgili iddiaları varsa bizim meclis zabıtlarımız var, bu zabıtlar açık. Hele geçen ay ki Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili'nin konuşmasını alıp okusunlar. Veya orada geçmiş meclis zabıtlarımıza baksınlar, şahsımla ilgili, belediyemizle ilgili kararları okusunlar. Böyle çamur at izi kalsın mantığı olmaz. Bizde çamurun izi dahi kalmaz. Yaramız yok ki gocunalım. Bizi İstanbullular çok iyi bilir. Şimdi arıyor nerede ne yapacağım diye. Cesareti varsa gelir İstanbul'a aday olur. Bütün belgeleri çıkartır kamuoyuna der ki 'ben buyum.' Gelsin aday olsun, bu kadar İstanbul'u konuşuyorsa." ifadelerini kullandı.
Çocuğun zeka gelişimi anne-babaya bağlı
"Çocuk eğitimine hamilelikten iki yıl önce başlanmalı"Psikolojik danışman Dr. Fatih Kalkınç, çocukların doğumlarından sonra zekâsının yüzde 50 artmasının anne ve babaya bağlı olduğunu söyledi.
Özel Hoşgörü Koleji'nin konuğu olarak Osmaniye'ye gelen Kalkınç, Ahmet Şekip Ersoy Kültür Merkezi'den düzenlenen konferansta, anne ve babalara çocuk eğitiminde rollerini anlattı.
Çocuğun yapması gerekenleri anne ve babaların yapmaması gerektiğini ifade eden Kalkınç, bir çocuğun dört yaşındayken kendi elbiselerini giyebileceğini, altı yaşındayken de ayakkabılarını bağlayabileceğini belirtti.
Günümüzde anne ve babaların, çocuklarını 7-8 yaşına geldikten sonra eğitmeye başladığını kaydeden Kalkınç, yapılan araştırmalar neticesinde, çocuk eğitimine hamilelikten iki yıl önce başlanması gerektiğinin tespit edildiğini vurguladı.
Özellikle hamilelikte 17. haftadan itibaren çocukta kulakların oluştuğunu belirten Kalkınç, "Yani anne ve baba ne derse çocukları bunları duymaya başlıyor. Dolayısıyla 4. aydan itibaren bebekle konuşmaya başlamalısınız. Hatta hamilelik döneminde dinlenmesi gereken bazı müzikler var. Onlar dinlediği zaman bebek çok daha sağlık bir şekilde dünyaya gelmektedir." dedi.
Kalkınç, "Aynı sınıfta bulunan biri yaramaz, biri akıllı, biri haylaz biri sakin, biri çalışkan, diğeri tembel öğrenciler var. Düşünün ki o sınıfta öğretmen, sınıf, her şey aynı, fakat öğrenciler farklı farklıdır. İşte "Okul neden evde başlar" sorusunun cevabı burada saklıdır." diye konuştu.
Kalkınç, günümüzde çocuklar konusunda doğru yapıldığı zannedilen çoğu şeyin yanlış olduğunun görüldüğünü belirterek, "Zeka eşittir yetenektir. Küçük çocuklarımızın anne ve baba bir şey demeden kendiliğinden dersine çalışması, ayakkabısını bağlaması, yeri geldiğinde anne babaya yardımcı olması, ihtiyaçlarını kendisi görmesi çocukta zekânın birer örneğidir." ifadesini kullandı.
Özel Hoşgörü Koleji'nin konuğu olarak Osmaniye'ye gelen Kalkınç, Ahmet Şekip Ersoy Kültür Merkezi'den düzenlenen konferansta, anne ve babalara çocuk eğitiminde rollerini anlattı.
Çocuğun yapması gerekenleri anne ve babaların yapmaması gerektiğini ifade eden Kalkınç, bir çocuğun dört yaşındayken kendi elbiselerini giyebileceğini, altı yaşındayken de ayakkabılarını bağlayabileceğini belirtti.
Günümüzde anne ve babaların, çocuklarını 7-8 yaşına geldikten sonra eğitmeye başladığını kaydeden Kalkınç, yapılan araştırmalar neticesinde, çocuk eğitimine hamilelikten iki yıl önce başlanması gerektiğinin tespit edildiğini vurguladı.
Özellikle hamilelikte 17. haftadan itibaren çocukta kulakların oluştuğunu belirten Kalkınç, "Yani anne ve baba ne derse çocukları bunları duymaya başlıyor. Dolayısıyla 4. aydan itibaren bebekle konuşmaya başlamalısınız. Hatta hamilelik döneminde dinlenmesi gereken bazı müzikler var. Onlar dinlediği zaman bebek çok daha sağlık bir şekilde dünyaya gelmektedir." dedi.
Kalkınç, "Aynı sınıfta bulunan biri yaramaz, biri akıllı, biri haylaz biri sakin, biri çalışkan, diğeri tembel öğrenciler var. Düşünün ki o sınıfta öğretmen, sınıf, her şey aynı, fakat öğrenciler farklı farklıdır. İşte "Okul neden evde başlar" sorusunun cevabı burada saklıdır." diye konuştu.
Kalkınç, günümüzde çocuklar konusunda doğru yapıldığı zannedilen çoğu şeyin yanlış olduğunun görüldüğünü belirterek, "Zeka eşittir yetenektir. Küçük çocuklarımızın anne ve baba bir şey demeden kendiliğinden dersine çalışması, ayakkabısını bağlaması, yeri geldiğinde anne babaya yardımcı olması, ihtiyaçlarını kendisi görmesi çocukta zekânın birer örneğidir." ifadesini kullandı.
İtalya'yı karıştıran afiş!
Tecavüz kurbanlarını anlatan afişe 'Hristiyanlığa küfür ediyorlar' dediler!Muhafazakârlar, tecavüz kurbanlarıyla ilgili kampanyada kullanılan afişin ‘Hıristiyanlığa küfür’ olduğunu öne sürdü
İtalya’da kadın hakları savunucusu bir sivil toplum kuruluşunun tecavüz kurbanı kadınları tecavüz olaylarını açıklamaya ve saldırganları teşhir etmeye yüreklendirmek için hazırladığı bir afiş muhafazakar politikacıların tepkisini çekti.
Milliyet'in haberine göre, 25 Kasım’daki “Uluslararası Kadına Şiddetin Yok Edilmesi Günü” nedeniyle çeşitli kentlerde panolara asılan afişi “Kadın Tecavüz İmdat Hattı” adlı kuruluş hazırlattı. Afişte, göğüs ve bacaklarının büyük bölümü çıplak olan bir kadın figürü sırt üstü yatarken görülüyor.
Afişte ayrıca “Erkeklerin işlediği günahların kefaretini kim ödüyor? Cinsel tacize uğrayan kadınların yalnızca yüzde 4’ü saldırganları şikayet ediyor” ifadeleri yer alıyor.
İtalya’da kadın hakları savunucusu bir sivil toplum kuruluşunun tecavüz kurbanı kadınları tecavüz olaylarını açıklamaya ve saldırganları teşhir etmeye yüreklendirmek için hazırladığı bir afiş muhafazakar politikacıların tepkisini çekti.
Milliyet'in haberine göre, 25 Kasım’daki “Uluslararası Kadına Şiddetin Yok Edilmesi Günü” nedeniyle çeşitli kentlerde panolara asılan afişi “Kadın Tecavüz İmdat Hattı” adlı kuruluş hazırlattı. Afişte, göğüs ve bacaklarının büyük bölümü çıplak olan bir kadın figürü sırt üstü yatarken görülüyor.
Afişte ayrıca “Erkeklerin işlediği günahların kefaretini kim ödüyor? Cinsel tacize uğrayan kadınların yalnızca yüzde 4’ü saldırganları şikayet ediyor” ifadeleri yer alıyor.
Meclis'te imam nikahlı eşe tazminat tartışması
CHP İstanbul Milletvekili Birgen Keleş, Borçlar Kanununda değişiklik öngören tasarıya eleştirerek, ''İmam nikahlı eşe tazminat, hukuken yasak olan imam nikahı ile evliliği meşrulaştırıyor'' dedi. ...n class="ver11">CHP İstanbul Milletvekili Birgen Keleş, Borçlar Kanununda değişiklik öngören tasarıya eleştirerek, ''İmam nikahlı eşe tazminat, hukuken yasak olan imam nikahı ile evliliği meşrulaştırıyor'' dedi.
CHP, MHP ve AK Parti'li kadın milletvekilleri, TBMM Adalet Komisyonu'nda görüşülen Türk Borçlar Kanunu Tasarısı'na ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Tasarıya tepki gösteren CHP'li Keleş, düzenlemeyle ''hukuken yasak olan imam nikahı ile evliliğin meşrulaştırılacağını'' savundu.
Keleş, değişikliğin, ''resmi nikah olmadan imam nikahı kıyılacağını da ortaya koyacağını'' ileri sürerek, kadınların her yönden korunmasından yana olduklarını ifade etti.
AK Parti iktidarının, Medeni Kanun'da da kadınlar arasında ayrımcılığa yol açan düzenlemeler yaptığını iddia eden Keleş, şöyle konuştu:
''(Medeni Kanunda) Malların eşit paylaşımını 2002 yılından sonraki evlilikler için kabul etti. Oysa biz, tüm evlilikler için geçerli olmasını istemiştik. Burada da yapılmak istenen aynı. İmam nikahlı eşe tazminat, hukuken yasak olan imam nikahı ile evliliği meşrulaştırıyor. Bir erkeğin, imam nikahı ile ikinci kez evlenmesi birinci eşe karşı yapılmış bir sadakatsizliktir. İktidar mensupları 'kadınları koruyoruz' derken, başka kadınların ezilmesine yol açıyor.''
''TEŞVİK EDECEK''
MHP İzmir Milletvekili Şenol Bal da Borçlar Kanununa ilişkin tasarının, resmi nikah olmadan beraber yaşamayı teşvik edeceğini iddia etti.
Hiçbir zaman kadının mağdur olmasını istemediklerini ifade eden Bal, ''O yüzden Borçlar Kanunu Tasarısı'nda getirilen 'imam nikahlı eşe tazminat' hükmüne taraftar olamayız. Hükümet, bu çalışmasıyla bir yerde imam nikahını meşrulaştırmış oluyor. Bu duruma karşı gerekli girişimlerde bulunacağız'' diye konuştu.
''AMAÇ KADINI KORUMAK''
AK Parti Adana Milletvekili Fatoş Gürkan ise düzenlemeyi, kadınların aleyhine gibi değerlendirmenin doğru olmadığını savundu. Getirilen düzenlemedeki amacın kadını korumak olduğunu ifade eden Gürkan, ''Haksızlığa uğramış bir kadının korunmasının güvence altına alınmasını desteklememek mümkün değil. İmam nikahı ile de olsa bir kadın kocasına verilen herhangi bir zarara karşı tazminat talebinde elbette bulunma hakkına sahip olmalı'' dedi.
TASARI ADALET KOMİSYONUNDA
TBMM Adalet Komisyonu, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı'nda ''Haksız fiilden doğan manevi tazminat'' düzenleniyor ve hakime, sadece ''ölüm'' halinde değil ''ağır bedensel zararlarda'' da zarar görenin yakınlarına manevi tazminat ödenmesine karar verebilme olanağı tanınıyor. Borçlar Kanunu'nda yer alan ''zarar gören veya ölenin ailesi'' ile sınırlı olan tazminatın kapsamını genişleten tasarıda, ''Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun miktar paranın ödenmesine karar verilebilir'' ifadesine yer veriliyor.
Bu sayede, beraber olup aralarında resmi nikah olmayanların, nişanlıların, sevgililerin tazminat isteyebilmelerinin sağlanabileceği ileri sürülüyor.
AA
CHP, MHP ve AK Parti'li kadın milletvekilleri, TBMM Adalet Komisyonu'nda görüşülen Türk Borçlar Kanunu Tasarısı'na ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Tasarıya tepki gösteren CHP'li Keleş, düzenlemeyle ''hukuken yasak olan imam nikahı ile evliliğin meşrulaştırılacağını'' savundu.
Keleş, değişikliğin, ''resmi nikah olmadan imam nikahı kıyılacağını da ortaya koyacağını'' ileri sürerek, kadınların her yönden korunmasından yana olduklarını ifade etti.
AK Parti iktidarının, Medeni Kanun'da da kadınlar arasında ayrımcılığa yol açan düzenlemeler yaptığını iddia eden Keleş, şöyle konuştu:
''(Medeni Kanunda) Malların eşit paylaşımını 2002 yılından sonraki evlilikler için kabul etti. Oysa biz, tüm evlilikler için geçerli olmasını istemiştik. Burada da yapılmak istenen aynı. İmam nikahlı eşe tazminat, hukuken yasak olan imam nikahı ile evliliği meşrulaştırıyor. Bir erkeğin, imam nikahı ile ikinci kez evlenmesi birinci eşe karşı yapılmış bir sadakatsizliktir. İktidar mensupları 'kadınları koruyoruz' derken, başka kadınların ezilmesine yol açıyor.''
''TEŞVİK EDECEK''
MHP İzmir Milletvekili Şenol Bal da Borçlar Kanununa ilişkin tasarının, resmi nikah olmadan beraber yaşamayı teşvik edeceğini iddia etti.
Hiçbir zaman kadının mağdur olmasını istemediklerini ifade eden Bal, ''O yüzden Borçlar Kanunu Tasarısı'nda getirilen 'imam nikahlı eşe tazminat' hükmüne taraftar olamayız. Hükümet, bu çalışmasıyla bir yerde imam nikahını meşrulaştırmış oluyor. Bu duruma karşı gerekli girişimlerde bulunacağız'' diye konuştu.
''AMAÇ KADINI KORUMAK''
AK Parti Adana Milletvekili Fatoş Gürkan ise düzenlemeyi, kadınların aleyhine gibi değerlendirmenin doğru olmadığını savundu. Getirilen düzenlemedeki amacın kadını korumak olduğunu ifade eden Gürkan, ''Haksızlığa uğramış bir kadının korunmasının güvence altına alınmasını desteklememek mümkün değil. İmam nikahı ile de olsa bir kadın kocasına verilen herhangi bir zarara karşı tazminat talebinde elbette bulunma hakkına sahip olmalı'' dedi.
TASARI ADALET KOMİSYONUNDA
TBMM Adalet Komisyonu, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı'nda ''Haksız fiilden doğan manevi tazminat'' düzenleniyor ve hakime, sadece ''ölüm'' halinde değil ''ağır bedensel zararlarda'' da zarar görenin yakınlarına manevi tazminat ödenmesine karar verebilme olanağı tanınıyor. Borçlar Kanunu'nda yer alan ''zarar gören veya ölenin ailesi'' ile sınırlı olan tazminatın kapsamını genişleten tasarıda, ''Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun miktar paranın ödenmesine karar verilebilir'' ifadesine yer veriliyor.
Bu sayede, beraber olup aralarında resmi nikah olmayanların, nişanlıların, sevgililerin tazminat isteyebilmelerinin sağlanabileceği ileri sürülüyor.
AA
'İşte borcunu ödemeyenler' uygulaması
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), 75 bin YTL ve üzerinde sigorta prim borcu bulunan işverenleri, internet aracılığı ile kamuoyuna açıklayacak. ...Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), 75 bin YTL ve üzerinde sigorta prim borcu bulunan işverenleri, internet aracılığı ile kamuoyuna açıklayacak.
SGK Antalya İl Müdürü Selim Erol, yaptığı yazılı açıklamada, 5502 Sayılı SGK Kanununun 7'nci Maddesinin (b) fıkrası ile 10. Maddesinin (g) bendi uyarınca ödeme tarihi altı aydan daha uzun süre gecikmiş ve Yönetim Kurulu tarafından her yıl belirlenecek tutardan daha fazla prim borcu olan işverenlerin, yönetmelikle belirlenen usul ve esaslara göre her yıl kamuoyuna açıklanması gerektiğini bildirdi. SGK'na Prim Borcu Olan İşverenlerin Kamuoyuna Açıklanmasına Dair Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik Hükümleri ve SGK Yönetim Kurulu'nun aldığı karar uyarınca, SGK'ya 75 bin YTL ve üzerinde prim aslı borcu bulunan işverenlerin kamuoyuna açıklanmasına karar verildiğini belirten Erol, şunları kaydetti:
''506 Sayılı Kanun Kapsamındaki işverenlerin toplam sigorta prim aslı borcunun tespitinde 2008 Mart (dahil) ve önceki dönemlerde oluşan sigorta prim aslı borçları, 5434 Sayılı Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu kapsamındaki kurum ve kuruluşların borçlarının tespitinde ise 2007 Aralık (Dahil) ve önceki dönemlerde oluşan emekli kesenekleri ile bunların kurum karşılıklarından oluşan borçları dikkate alınarak hazırlanan 'Sosyal Güvenlik Kurumu'na 75 bin YTL ve üzerinde prim aslı borcu olan işverenlerin listesi'' kurumumuzun internet sitesinde (www.sgk.gov.tr) 15 Aralık 2008 tarihinde ilan edilecek olup, iki hafta süreyle yayımlanacaktır.''
Erol, yönetmeliğin 9. maddesi uyarınca işverenler tarafından ilan edilen bilgilere, ilanın yapıldığı tarihi takip eden beş (5) iş günü içinde en geç 20 Aralık 2008 tarihi mesai bitimine kadar SGK Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğüne (Prim Tahsilat Daire Başkanlığı) yazılı itiraz edebileceklerini, itirazın haklı olması durumunda listede gerekli düzenlemenin yapılacağını belirtti.
AA
SGK Antalya İl Müdürü Selim Erol, yaptığı yazılı açıklamada, 5502 Sayılı SGK Kanununun 7'nci Maddesinin (b) fıkrası ile 10. Maddesinin (g) bendi uyarınca ödeme tarihi altı aydan daha uzun süre gecikmiş ve Yönetim Kurulu tarafından her yıl belirlenecek tutardan daha fazla prim borcu olan işverenlerin, yönetmelikle belirlenen usul ve esaslara göre her yıl kamuoyuna açıklanması gerektiğini bildirdi. SGK'na Prim Borcu Olan İşverenlerin Kamuoyuna Açıklanmasına Dair Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik Hükümleri ve SGK Yönetim Kurulu'nun aldığı karar uyarınca, SGK'ya 75 bin YTL ve üzerinde prim aslı borcu bulunan işverenlerin kamuoyuna açıklanmasına karar verildiğini belirten Erol, şunları kaydetti:
''506 Sayılı Kanun Kapsamındaki işverenlerin toplam sigorta prim aslı borcunun tespitinde 2008 Mart (dahil) ve önceki dönemlerde oluşan sigorta prim aslı borçları, 5434 Sayılı Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu kapsamındaki kurum ve kuruluşların borçlarının tespitinde ise 2007 Aralık (Dahil) ve önceki dönemlerde oluşan emekli kesenekleri ile bunların kurum karşılıklarından oluşan borçları dikkate alınarak hazırlanan 'Sosyal Güvenlik Kurumu'na 75 bin YTL ve üzerinde prim aslı borcu olan işverenlerin listesi'' kurumumuzun internet sitesinde (www.sgk.gov.tr) 15 Aralık 2008 tarihinde ilan edilecek olup, iki hafta süreyle yayımlanacaktır.''
Erol, yönetmeliğin 9. maddesi uyarınca işverenler tarafından ilan edilen bilgilere, ilanın yapıldığı tarihi takip eden beş (5) iş günü içinde en geç 20 Aralık 2008 tarihi mesai bitimine kadar SGK Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğüne (Prim Tahsilat Daire Başkanlığı) yazılı itiraz edebileceklerini, itirazın haklı olması durumunda listede gerekli düzenlemenin yapılacağını belirtti.
AA
''Milli takımda elimden geleni yapacağım''
Turkcell Süper Lig'deki İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçında rahatsızlanan Galatasaraylı Arda'nın yerine (A) Milli Futbol Takım aday kadrosuna ...'deki İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçında rahatsızlanan Galatasaraylı Arda'nın yerine (A) Milli Futbol Takım aday kadrosuna çağrılan Fenerbahçeli Selçuk Şahin, son dönemde form grafiği yükseldiği için milli takıma çağrıldığını söyledi.
Selçuk, Mercedes-Benz Türk'ün Futbol Federasyonu'nun araçlarını yenileme töreninde yaptığı açıklamada, milli takıma zaman zaman çağrıldığını belirterek, ''Şimdi yeniden milli takıma çağrıldım. Milli takımda elimden geleni yapacağım'' dedi.
Fenerbahçe'de form grafiğinin yükseldiğini ifade eden Selçuk, ''Son zamanlarda iyi bir form yakaladım. Fenerbahçe'de sürekli oynadığım için her maçta üzerine koyuyorum. Form grafiğim yükseldiği için şimdi milli takıma çağrıldım. Milli takımda yer aldığım için çok mutluyum'' diye konuştu.
Selçuk, Mercedes-Benz Türk'ün Futbol Federasyonu'nun araçlarını yenileme töreninde yaptığı açıklamada, milli takıma zaman zaman çağrıldığını belirterek, ''Şimdi yeniden milli takıma çağrıldım. Milli takımda elimden geleni yapacağım'' dedi.
Fenerbahçe'de form grafiğinin yükseldiğini ifade eden Selçuk, ''Son zamanlarda iyi bir form yakaladım. Fenerbahçe'de sürekli oynadığım için her maçta üzerine koyuyorum. Form grafiğim yükseldiği için şimdi milli takıma çağrıldım. Milli takımda yer aldığım için çok mutluyum'' diye konuştu.
Denizli ile üst üste galibiyet yok!
Turkcell Süper Lig'de Bursaspor ile deplasmanda 0-0 berabere kalarak 2 puan bırakan Beşiktaş, bu sezon ligde seri galibiyetler alamamanın sıkıntısını yaşıyor. ...'de Bursaspor ile deplasmanda 0-0 berabere kalarak 2 puan bırakan Beşiktaş, bu sezon ligde seri galibiyetler alamamanın sıkıntısını yaşıyor.
Geride kalan 11 hafta sonunda 22 puan toplayıp averajla 2. sırada bulunan siyah-beyazlı takım, iki defa üst üste 2'şer galibiyet alırken, sonrasındaki maçlarda elde ettiği sonuçlarla arzuladığı düzeye gelemedi.
Ertuğrul Sağlam'ın ardından teknik direktörlüğe Mustafa Denizli'yi getiren Beşiktaş, bu dönemde de inişli çıkışlı grafiği ile başarılı bir çizgi yakalayamadı.
Sezona üst üste 2 galibiyet alarak başlayan ''Karakartallar'', aynı başarıyı Ertuğrul Sağlam ve Mustafa Denizli değişimindeki süreçte yaşadı. Sağlam döneminde Hacettepe'yi mağlup eden siyah-beyazlılar, bu maçtan sonra Mustafa Denizli yönetiminde deplasmanda Gençlerbirliği karşısında 1 galibiyet alarak son kez üst üste 2 haftayı 3 puanla tamamladı.
Üst üste 3 puanı 1 ve 2. ile 6 ve 7. haftalarda yakalayan Beşiktaş, bu galibiyetlerin ardından puan kaybederek sevindirdiği taraftarlarını hüzne
boğdu.
Ligde 11 maçta 6 galibiyet, 4 beraberlik ve 1 yenilgi alan siyah-beyazlı ekip, son 4 maçında ise sadece 1 kez galibiyet sevinci yaşayabildi.
DENİZLİ İLE ÜST ÜSTE GALİBİYET YOK
Beşiktaş, Ertuğrul Sağlam'ın yerine takımı emanet ettiği tecrübeli teknik direktör Mustafa Denizli ile şu ana dek üst üste 3 puanı bir arada göremedi.
Denizli, takımın başında çıktığı ilk maçta Gençlerbirliği karşısında 3-1'lik galibiyet almasına rağmen, sonraki hafta İstanbul'da Sivasspor ile 1-1 berabere kaldı. Beşiktaş, bu beraberliğin ardından deplasmanda Kayserispor'a 1-0 mağlup olarak inişe geçerken, BJK İnönü Stadı'nda Kocaelispor'u 5-2 yenerek yeniden galibiyet sevincini yaşadı. İnişli çıkışlı grafiğini sürdüren siyah-beyazlı ekip, Kocaelispor galibiyetinin ardından 11. haftada Bursaspor ile 0-0 berabere kalarak seri galibiyetler alamama alışkanlığını sürdürdü.
Ertuğrul Sağlam ve ardından Mustafa Denizli yönetiminde yoluna devam eden Beşiktaş, böylece henüz üst üste 3 veya daha fazla galibiyeti bir arada göremedi.
Bu arada Beşiktaş, Mustafa Denizli döneminde ligde 5 maçta 2 galibiyet, 2 beraberlik ve 1 yenilgi sonunda 8 puan topladı.
Geride kalan 11 hafta sonunda 22 puan toplayıp averajla 2. sırada bulunan siyah-beyazlı takım, iki defa üst üste 2'şer galibiyet alırken, sonrasındaki maçlarda elde ettiği sonuçlarla arzuladığı düzeye gelemedi.
Ertuğrul Sağlam'ın ardından teknik direktörlüğe Mustafa Denizli'yi getiren Beşiktaş, bu dönemde de inişli çıkışlı grafiği ile başarılı bir çizgi yakalayamadı.
Sezona üst üste 2 galibiyet alarak başlayan ''Karakartallar'', aynı başarıyı Ertuğrul Sağlam ve Mustafa Denizli değişimindeki süreçte yaşadı. Sağlam döneminde Hacettepe'yi mağlup eden siyah-beyazlılar, bu maçtan sonra Mustafa Denizli yönetiminde deplasmanda Gençlerbirliği karşısında 1 galibiyet alarak son kez üst üste 2 haftayı 3 puanla tamamladı.
Üst üste 3 puanı 1 ve 2. ile 6 ve 7. haftalarda yakalayan Beşiktaş, bu galibiyetlerin ardından puan kaybederek sevindirdiği taraftarlarını hüzne
boğdu.
Ligde 11 maçta 6 galibiyet, 4 beraberlik ve 1 yenilgi alan siyah-beyazlı ekip, son 4 maçında ise sadece 1 kez galibiyet sevinci yaşayabildi.
DENİZLİ İLE ÜST ÜSTE GALİBİYET YOK
Beşiktaş, Ertuğrul Sağlam'ın yerine takımı emanet ettiği tecrübeli teknik direktör Mustafa Denizli ile şu ana dek üst üste 3 puanı bir arada göremedi.
Denizli, takımın başında çıktığı ilk maçta Gençlerbirliği karşısında 3-1'lik galibiyet almasına rağmen, sonraki hafta İstanbul'da Sivasspor ile 1-1 berabere kaldı. Beşiktaş, bu beraberliğin ardından deplasmanda Kayserispor'a 1-0 mağlup olarak inişe geçerken, BJK İnönü Stadı'nda Kocaelispor'u 5-2 yenerek yeniden galibiyet sevincini yaşadı. İnişli çıkışlı grafiğini sürdüren siyah-beyazlı ekip, Kocaelispor galibiyetinin ardından 11. haftada Bursaspor ile 0-0 berabere kalarak seri galibiyetler alamama alışkanlığını sürdürdü.
Ertuğrul Sağlam ve ardından Mustafa Denizli yönetiminde yoluna devam eden Beşiktaş, böylece henüz üst üste 3 veya daha fazla galibiyeti bir arada göremedi.
Bu arada Beşiktaş, Mustafa Denizli döneminde ligde 5 maçta 2 galibiyet, 2 beraberlik ve 1 yenilgi sonunda 8 puan topladı.
Antalya'ya gelen turist sayısı 8.7 milyonu aştı
Antalya'ya hava yoluyla yıl başından bu yana gelen turist sayısı 8.7 milyonu aştı.Antalya Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Acar, Antalya Havalimanı Dış ...n class="ver11">Antalya'ya hava yoluyla yıl başından bu yana gelen turist sayısı 8.7 milyonu aştı.
Antalya Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Acar, Antalya Havalimanı Dış Hatlar Terminali'nden 14, 15 ve 16 Kasımda 27 bin 134 turistin giriş yaptığını söyledi.
İbrahim Acar, 1-16 Kasımda Antalya'yı 161 bin 790 turistin ziyaret ettiğini, yıl başından bu yana bölgeye gelen turist sayısının ise 8 milyon 735 bin 604'e ulaştığını bildirdi.
Bu turizm sezonunda belirlenen 9 milyon turist hedefine ulaşılacağını ifade eden Acar, bu dönemde yaşlı Avrupalı turistlerin Antalya'ya geldiğini kaydetti.
Gelecek turizm sezonu tanıtım çalışmalarının sürdürüldüğüne işaret eden Acar, yurt dışı turizm fuarlarına katılarak Antalya'nın tanıtımına ağırlık verildiğini sözlerine ekledi.
(AA)
Antalya Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Acar, Antalya Havalimanı Dış Hatlar Terminali'nden 14, 15 ve 16 Kasımda 27 bin 134 turistin giriş yaptığını söyledi.
İbrahim Acar, 1-16 Kasımda Antalya'yı 161 bin 790 turistin ziyaret ettiğini, yıl başından bu yana bölgeye gelen turist sayısının ise 8 milyon 735 bin 604'e ulaştığını bildirdi.
Bu turizm sezonunda belirlenen 9 milyon turist hedefine ulaşılacağını ifade eden Acar, bu dönemde yaşlı Avrupalı turistlerin Antalya'ya geldiğini kaydetti.
Gelecek turizm sezonu tanıtım çalışmalarının sürdürüldüğüne işaret eden Acar, yurt dışı turizm fuarlarına katılarak Antalya'nın tanıtımına ağırlık verildiğini sözlerine ekledi.
(AA)
Hatay'da nişanlı çift öldürüldü
Hatay'da nişanlı çift otomobilde kurşunlanmış halde bulundu.Alınan bilgiye göre, merkeze bağlı Subaşı beldesinde oturan Semire K. (25), Samandağ ...n class="ver11">Hatay'da nişanlı çift otomobilde kurşunlanmış halde bulundu.
Alınan bilgiye göre, merkeze bağlı Subaşı beldesinde oturan Semire K. (25), Samandağ ilçesine bağlı Sutaşı beldesinde yaşayan halasının oğlu ve nişanlısı Selim S. ile cuma günü akşam yemeği yedi. Yemeğin ardından dolaşmak ve sigara almak için evden çıkan çiftten bir daha haber alınamadı.
Ailen, çifte ulaşamaması üzerine polise ve jandarmaya haber verdi. Yapılan araştırmada, Selim S. ve Semire K, Antakya-Samandağ çevre yolunda otomobilde kurşunlanmış halde bulundu. Semire K, olay yerinde ölürken, Selim S. yaralı olarak kaldırıldığı Antakya Devlet Hastanesinde yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
''GELİNLİĞİNİ GÖRECEKTİM CESEDİ GELDİ''
Semire K'nin Subaşı beldesinde oturan ailesinin evi, olay sonrası yasa büründü. Anne Afife K. kızının 6 ay önce halasının oğlu Selim S. ile nişanlandığını, düğünlerine ise 4 ay kaldığını söyledi.
Kızının özel bir şirkette çalıştığını ifade eden anne Afife K, ''Kızım ve nişanlısı Selim 14 Kasım Cuma akşamı bizde yemek yedi. Daha sonra birlikte sigara almaya çıktılar. Gece geç saatlere kadar dönmeyince merak ettik. Telefonla ulaşmaya çalıştık, ancak cevap vermediler. Daha sonra polise ve jandarmaya haber verdik ve ölüm haberini aldık'' diye konuştu.
''Kızımın 4 ay sonra gelinliğini görecektim ama tabuta sarılı cesedi geldi'' diye gözyaşlarını tutamayan Afife K, hiç kimseyle bir düşmanlıklarının bulunmadığını, olayın bir an önce aydınlatılmasını, suçlu ya da suçluların cezalarını bulmasını istedi.
Semire'nin ağabeyi Sami K. da kardeşi ve nişanlısı Selim'in öldürülmesinin sırrını çözemediklerini, ailece perişan olduklarını belirtti.
Olayla ilgili soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
(AA)
Alınan bilgiye göre, merkeze bağlı Subaşı beldesinde oturan Semire K. (25), Samandağ ilçesine bağlı Sutaşı beldesinde yaşayan halasının oğlu ve nişanlısı Selim S. ile cuma günü akşam yemeği yedi. Yemeğin ardından dolaşmak ve sigara almak için evden çıkan çiftten bir daha haber alınamadı.
Ailen, çifte ulaşamaması üzerine polise ve jandarmaya haber verdi. Yapılan araştırmada, Selim S. ve Semire K, Antakya-Samandağ çevre yolunda otomobilde kurşunlanmış halde bulundu. Semire K, olay yerinde ölürken, Selim S. yaralı olarak kaldırıldığı Antakya Devlet Hastanesinde yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
''GELİNLİĞİNİ GÖRECEKTİM CESEDİ GELDİ''
Semire K'nin Subaşı beldesinde oturan ailesinin evi, olay sonrası yasa büründü. Anne Afife K. kızının 6 ay önce halasının oğlu Selim S. ile nişanlandığını, düğünlerine ise 4 ay kaldığını söyledi.
Kızının özel bir şirkette çalıştığını ifade eden anne Afife K, ''Kızım ve nişanlısı Selim 14 Kasım Cuma akşamı bizde yemek yedi. Daha sonra birlikte sigara almaya çıktılar. Gece geç saatlere kadar dönmeyince merak ettik. Telefonla ulaşmaya çalıştık, ancak cevap vermediler. Daha sonra polise ve jandarmaya haber verdik ve ölüm haberini aldık'' diye konuştu.
''Kızımın 4 ay sonra gelinliğini görecektim ama tabuta sarılı cesedi geldi'' diye gözyaşlarını tutamayan Afife K, hiç kimseyle bir düşmanlıklarının bulunmadığını, olayın bir an önce aydınlatılmasını, suçlu ya da suçluların cezalarını bulmasını istedi.
Semire'nin ağabeyi Sami K. da kardeşi ve nişanlısı Selim'in öldürülmesinin sırrını çözemediklerini, ailece perişan olduklarını belirtti.
Olayla ilgili soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
(AA)
Malkara'da 13 köyün halkı yağmur duasında
Tekirdağ'ın Malkara ilçesinde 13 köyün halkının katılımıyla yağmur duası yapıldı.İlçeye bağlı Batkın köyü merasında yapılan yağmur duasına, ...n class="ver11">Tekirdağ'ın Malkara ilçesinde 13 köyün halkının katılımıyla yağmur duası yapıldı.
İlçeye bağlı Batkın köyü merasında yapılan yağmur duasına, organizasyonu yapan Sarnıç, Kiremitlik, Yörücek, Sarıyer, Güneşli, Batkın, İbrice, Şahin, Doğan, Kürtüllü, Pirinççeşme, Hemit ve Demircili köyleri ile çevre köylerden üreticiler katıldı.
Kuran okunarak, yağmur yağması için dilekte bulunuldu.
Törene katılanlara 800 kilogram pirinçten yapılan etli pilav ile ayran ikram edildi.
(AA)
İlçeye bağlı Batkın köyü merasında yapılan yağmur duasına, organizasyonu yapan Sarnıç, Kiremitlik, Yörücek, Sarıyer, Güneşli, Batkın, İbrice, Şahin, Doğan, Kürtüllü, Pirinççeşme, Hemit ve Demircili köyleri ile çevre köylerden üreticiler katıldı.
Kuran okunarak, yağmur yağması için dilekte bulunuldu.
Törene katılanlara 800 kilogram pirinçten yapılan etli pilav ile ayran ikram edildi.
(AA)
17.11.08
Mutfaktaki gizli tehlike!
Hanımların vazgeçilmez yemekleri arasında yer alan konserveler ölüme neden olabiliyor.Refik Saydam Hıfzısıhha Başkanı Doç. Dr. Mustafa Ertek, özellikle evlerde yapılan konservelerin hijyen koşullarını barındırmadığı için “Botulismus zehirlemesi” ne yol açabileceğini söyledi.
Doç. Dr. Ertek, “Diğer besin zehirlenmelerine göre çok yaygın değil ancak ölüm oranı çok yüksek olduğu için en önemli besin zehirlenmelerindendir diyebiliriz. 1 mikrogramı 1 milyon fareyi öldürebilecek düzeyde bir zehirdir” dedi.
Refik Saydam Hıfzısıhha Başkanı Doç. Dr. Mustafa Ertek, ’ya yaptığı açıklamada, konserve zehirlenmesi olarak bilinen Botulismus zehirlenmesinin, ‘Clostridium botulinium’ adı verilen ve çevrede yaygın olarak bulunan bir bakteri nedeniyle ortaya çıkan zehirlenme türü olduğunu belirtti.
Özellikle geleneksel usullerle yapılan yani evlerde üretilen konservelerde yeterli ısı uygulanamaması nedeniyle, kutudaki havasız şartlarda bakterinin çoğaldığını ifade eden Doç.Dr. Ertek, şöyle dedi:
“Çoğalan bakteri toksin yani zehir üretmektedir. Dünyada bilinen en ciddi toksin budur. Bunun zehridir. 1 mikrogramı 1 milyon fareyi öldürebilecek düzeyde bir zehirdir. Toksin bulunan konservenin tüketilmesiyle de zehirlenme görülebilmektedir”
Diğer besin zehirlenmelerine göre, çok yaygın bir zehirlenme türü olmadığını ancak ölüm oranı çok yüksek olduğu için en önemli besin zehirlenmelerinden biri olduğunu bildiren Doç.Dr. Ertek, “Bu tür zehirlenmelerde her 3 hastadan 1’i kaybediliyor ve bunun nedeni de solunum kaslarının felcine bağlı olarak soluk alma sıkıntısından kaynaklanıyor” diye konuştu.
-"SES KISIKLIĞI BELİRTİLER ARASINDA"-
Doç.Dr. Ertek, bu tip zehirnemelerde belirtilerin yaklaşık 12 ile 36 saat arasında görüldüğünü söyleyerek, “Botulismus zehirlenmesinde en sık görülen belirtiler arasında çift görme, göz kapaklarında düşme, göz bebeğinin genişlemesi, ağız kuruluğu, yutma güçlüğü, kalp atışlarında zayıflık, tansiyon değerlerinde değişme ve en önemli belirtilerinden olan ses kısıklığını sayabiliriz” diye konuştu.
Doç.Dr. ertek, ayrıca felç ve solunum yetmezliğinin görülebileceğini de ifade etti.
-“EVDE HİJYENİK ORTAMDA KONSERVE ÜRETMEK MÜMKÜN DEĞİL”-
Bu tür zehirlenmelerden korunmak için özellikle evde konserve yapmaya ve bu konserveleri tüketme alışkanlığından vazgeçmek gerekliliğine işaret eden Doç.Dr. Mustafa Ertek, “Daha çok sanayi tipi konserve tüketmek lazım. Çünkü evde, her ortamda hijyenik koşullarda konserve üretmek mümkün değil” dedi. Doç.Dr. Ertek, bu konservelerde herhangi bir tat değişikliğinin de olmadığını söyleyerek şunları kaydetti:
“Yani herhangi bir ekşime, kokma gibi bir şey olmadığı için bir tereddüt duymadan yenilir. Sadece konserve kapağında –ki her zaman olmaz- bir bombeleşme olabilir. Genelde aileler de bu zehirlenme görülüyor. 3-4 kişilik bir aile bu zehirlenme ile geliyor ve maalesef bazılarını kaybediyoruz”
Botulismus zehirlenmesi şüphesi olan hastaların mutlaka solunum desteği olabilecek yoğun bakım ünitelerinin olduğu hastanelere sevk etmek ve buralarda tedavi altına almak gerektiğini belirten Doç.Dr. Ertek “Aksi halde soluk alamadan hasta ölebilir” diye konuştu.
Doç. Dr. Ertek, “Diğer besin zehirlenmelerine göre çok yaygın değil ancak ölüm oranı çok yüksek olduğu için en önemli besin zehirlenmelerindendir diyebiliriz. 1 mikrogramı 1 milyon fareyi öldürebilecek düzeyde bir zehirdir” dedi.
Refik Saydam Hıfzısıhha Başkanı Doç. Dr. Mustafa Ertek, ’ya yaptığı açıklamada, konserve zehirlenmesi olarak bilinen Botulismus zehirlenmesinin, ‘Clostridium botulinium’ adı verilen ve çevrede yaygın olarak bulunan bir bakteri nedeniyle ortaya çıkan zehirlenme türü olduğunu belirtti.
Özellikle geleneksel usullerle yapılan yani evlerde üretilen konservelerde yeterli ısı uygulanamaması nedeniyle, kutudaki havasız şartlarda bakterinin çoğaldığını ifade eden Doç.Dr. Ertek, şöyle dedi:
“Çoğalan bakteri toksin yani zehir üretmektedir. Dünyada bilinen en ciddi toksin budur. Bunun zehridir. 1 mikrogramı 1 milyon fareyi öldürebilecek düzeyde bir zehirdir. Toksin bulunan konservenin tüketilmesiyle de zehirlenme görülebilmektedir”
Diğer besin zehirlenmelerine göre, çok yaygın bir zehirlenme türü olmadığını ancak ölüm oranı çok yüksek olduğu için en önemli besin zehirlenmelerinden biri olduğunu bildiren Doç.Dr. Ertek, “Bu tür zehirlenmelerde her 3 hastadan 1’i kaybediliyor ve bunun nedeni de solunum kaslarının felcine bağlı olarak soluk alma sıkıntısından kaynaklanıyor” diye konuştu.
-"SES KISIKLIĞI BELİRTİLER ARASINDA"-
Doç.Dr. Ertek, bu tip zehirnemelerde belirtilerin yaklaşık 12 ile 36 saat arasında görüldüğünü söyleyerek, “Botulismus zehirlenmesinde en sık görülen belirtiler arasında çift görme, göz kapaklarında düşme, göz bebeğinin genişlemesi, ağız kuruluğu, yutma güçlüğü, kalp atışlarında zayıflık, tansiyon değerlerinde değişme ve en önemli belirtilerinden olan ses kısıklığını sayabiliriz” diye konuştu.
Doç.Dr. ertek, ayrıca felç ve solunum yetmezliğinin görülebileceğini de ifade etti.
-“EVDE HİJYENİK ORTAMDA KONSERVE ÜRETMEK MÜMKÜN DEĞİL”-
Bu tür zehirlenmelerden korunmak için özellikle evde konserve yapmaya ve bu konserveleri tüketme alışkanlığından vazgeçmek gerekliliğine işaret eden Doç.Dr. Mustafa Ertek, “Daha çok sanayi tipi konserve tüketmek lazım. Çünkü evde, her ortamda hijyenik koşullarda konserve üretmek mümkün değil” dedi. Doç.Dr. Ertek, bu konservelerde herhangi bir tat değişikliğinin de olmadığını söyleyerek şunları kaydetti:
“Yani herhangi bir ekşime, kokma gibi bir şey olmadığı için bir tereddüt duymadan yenilir. Sadece konserve kapağında –ki her zaman olmaz- bir bombeleşme olabilir. Genelde aileler de bu zehirlenme görülüyor. 3-4 kişilik bir aile bu zehirlenme ile geliyor ve maalesef bazılarını kaybediyoruz”
Botulismus zehirlenmesi şüphesi olan hastaların mutlaka solunum desteği olabilecek yoğun bakım ünitelerinin olduğu hastanelere sevk etmek ve buralarda tedavi altına almak gerektiğini belirten Doç.Dr. Ertek “Aksi halde soluk alamadan hasta ölebilir” diye konuştu.
Dünyanın en ucuz arabası Türkiye'de
2010 yılında piyasaya sunulacak.//W3C//DTD XHTML 1.0 Transitional//EN" "http://www.w3.org/TR/xhtml1/DTD/xhtml1-transitional.dtd">
- - HABERTÜRK - Türkiye'nin En Büyük İnternet Gazetesi
function YeniPencere(mypage, myname, w, h, scroll)
{
var winl = (screen.width - w) / 2;
var wint = (screen.height - h) / 2;
winprops = 'height='+h+',width='+w+',top='+wint+',left='+winl+',scrollbars='+scroll+',resizable=no'
win = window.open(mypage, myname, winprops)
}
if (top != self)
top.location.href = location.href;
//
function hideDiv(divID)
{
document.getElementById(''+divID+'').style.display = 'none';
}
function displayDiv(divID)
{
document.getElementById(''+divID+'').style.display = 'block';
}
//
var eski=1;
function KategoriMansetGoster(jj)
{
document.getElementById("pattlink"+eski+"").style.color="";
document.getElementById("patt"+eski+"").className="mansetdiv";
document.getElementById("pattlink"+jj+"").style.color="#eaeaea";
document.getElementById("patt"+jj+"").className="mansetdiv2";
eski=jj;
}
function SporMansetGoster(jj)
{
document.getElementById("pattlink"+eski+"").style.color="";
document.getElementById("patt"+eski+"").className="spordiv";
document.getElementById("pattlink"+jj+"").style.color="#f8f8f8";
document.getElementById("patt"+jj+"").className="spordiv2";
eski=jj;
}
function SporDegis(i)
{
i = eski + i;
if(i > 10) i=1;
if(i < 1) i=10;
SporMansetGoster(i);
Haberturk('/KategoriMansetler.asp?id=170&mns=' + i, 'txtManset')
}
//
var bustcachevar=1
var rootdomain="http://"+window.location.hostname
var bustcacheparameter=""
function Haberturk(url, txt)
{
var page_request = false
if (window.XMLHttpRequest)
page_request = new XMLHttpRequest()
else if (window.ActiveXObject)
{
try {
page_request = new ActiveXObject("Msxml2.XMLHTTP")
}
catch (e)
{
try
{
page_request = new ActiveXObject("Microsoft.XMLHTTP")
}
catch (e){}
}
}
else
return false
page_request.onreadystatechange=function()
{
loadpage(page_request, txt)
}
if (bustcachevar)
{
bustcacheparameter=(url.indexOf("?")!=-1)? "&"+new Date().getTime() : "?"+new Date().getTime()
page_request.open('GET', url+bustcacheparameter, true)
page_request.send(null)
}
}
function loadpage(page_request, txt)
{
if (page_request.readyState == 4 && (page_request.status==200 || window.location.href.indexOf("http")==-1))
{
document.getElementById(txt).innerHTML=page_request.responseText
}
}
Türkiye'nin En Büyük İnternet Gazetesi
- - HABERTÜRK - Türkiye'nin En Büyük İnternet Gazetesi
function YeniPencere(mypage, myname, w, h, scroll)
{
var winl = (screen.width - w) / 2;
var wint = (screen.height - h) / 2;
winprops = 'height='+h+',width='+w+',top='+wint+',left='+winl+',scrollbars='+scroll+',resizable=no'
win = window.open(mypage, myname, winprops)
}
if (top != self)
top.location.href = location.href;
//
function hideDiv(divID)
{
document.getElementById(''+divID+'').style.display = 'none';
}
function displayDiv(divID)
{
document.getElementById(''+divID+'').style.display = 'block';
}
//
var eski=1;
function KategoriMansetGoster(jj)
{
document.getElementById("pattlink"+eski+"").style.color="";
document.getElementById("patt"+eski+"").className="mansetdiv";
document.getElementById("pattlink"+jj+"").style.color="#eaeaea";
document.getElementById("patt"+jj+"").className="mansetdiv2";
eski=jj;
}
function SporMansetGoster(jj)
{
document.getElementById("pattlink"+eski+"").style.color="";
document.getElementById("patt"+eski+"").className="spordiv";
document.getElementById("pattlink"+jj+"").style.color="#f8f8f8";
document.getElementById("patt"+jj+"").className="spordiv2";
eski=jj;
}
function SporDegis(i)
{
i = eski + i;
if(i > 10) i=1;
if(i < 1) i=10;
SporMansetGoster(i);
Haberturk('/KategoriMansetler.asp?id=170&mns=' + i, 'txtManset')
}
//
var bustcachevar=1
var rootdomain="http://"+window.location.hostname
var bustcacheparameter=""
function Haberturk(url, txt)
{
var page_request = false
if (window.XMLHttpRequest)
page_request = new XMLHttpRequest()
else if (window.ActiveXObject)
{
try {
page_request = new ActiveXObject("Msxml2.XMLHTTP")
}
catch (e)
{
try
{
page_request = new ActiveXObject("Microsoft.XMLHTTP")
}
catch (e){}
}
}
else
return false
page_request.onreadystatechange=function()
{
loadpage(page_request, txt)
}
if (bustcachevar)
{
bustcacheparameter=(url.indexOf("?")!=-1)? "&"+new Date().getTime() : "?"+new Date().getTime()
page_request.open('GET', url+bustcacheparameter, true)
page_request.send(null)
}
}
function loadpage(page_request, txt)
{
if (page_request.readyState == 4 && (page_request.status==200 || window.location.href.indexOf("http")==-1))
{
document.getElementById(txt).innerHTML=page_request.responseText
}
}
Türkiye'nin En Büyük İnternet Gazetesi
Japonya ekonomisi de resesyona girdi
Veriler ihracata bağlı olan bu ekonominin durgunluğa girdiğini işaret ediyorJapon ekonomisi, Nisan-Haziran döneminin ardından Temmuz-Eylül döneminde de daraldı ve ihracata bağlı olan bu ekonominin de resesyona girdiğini teyit etti.
Enflasyona göre düzeltilmiş verilerle Japon ekonomisi, Temmuz-Eylül döneminde bir önceki çeyreğe göre yüzde 0.1, yıllık bazda ise yüzde 0.4 daraldı. Nisan-Haziran döneminde ise ekonomi revize verilerle bir önceki çeyreğe göre yüzde 0.9, yıllık bazda ise yüzde 3.7 geriledi.
Ekonomistler ise Temmuz-Eylül döneminde bir önceki çeyreğe göre yüzde 0.1, yıllık bazda ise yüzde 0.3 büyüme bekliyorduiLGiLi HABERLER
Enflasyona göre düzeltilmiş verilerle Japon ekonomisi, Temmuz-Eylül döneminde bir önceki çeyreğe göre yüzde 0.1, yıllık bazda ise yüzde 0.4 daraldı. Nisan-Haziran döneminde ise ekonomi revize verilerle bir önceki çeyreğe göre yüzde 0.9, yıllık bazda ise yüzde 3.7 geriledi.
Ekonomistler ise Temmuz-Eylül döneminde bir önceki çeyreğe göre yüzde 0.1, yıllık bazda ise yüzde 0.3 büyüme bekliyorduiLGiLi HABERLER
Bu hafta hava nasıl olacak?
5 günlük tahmin için tıklayın.Yapılan son değerlendirmelere göre; yurdun batı kesimleri parçalı zamanla çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra Kıyı Ege, akşam saatlerinden itibaren Marmara'nın batısı, yarın (Salı) sabah saatlerinde İç Ege ile İstanbul ve Eskişehir çevreleri aralıklı olmak üzere yağmur ve sağanak yağışlı geçecek. Sabah saatlerinde İç Ege, İç Anadolu ile Batı ve Orta Karadeniz'in iç kesimlerinde sis görülecek.
Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik beklenmiyor.
Rüzgar genellikle batı ve güneybatı, yurdun güneydoğu kesimleri ile akşam saatlerinden itibaren Marmara'da kuzey ve kuzeydoğu yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette esecek.
Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik beklenmiyor.
Rüzgar genellikle batı ve güneybatı, yurdun güneydoğu kesimleri ile akşam saatlerinden itibaren Marmara'da kuzey ve kuzeydoğu yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette esecek.
Evlendikten bir ay sonra bekar evi tuttu
Sosyetik güzel Süreyya Yalçın'dan boşanan Önder Bekensir'le ilgili çarpıcı gerçekler ortaya çıktı.Sosyetik güzel Süreyya Yalçın'la olan evliliğini birkaç gün önce bitiren Önder Bekensir'le ilgili çarpıcı gerçekler ortaya çıktı. Bekensir'in evlendikten bir ay sonra İstanbul'da, Bebek Oteli'nin karşısında ev tuttuğu öğrenildi.
İddialara göre Önder Bekensir ev kiraladığını herkesten saklamış. Evi kiraladığı emlakçıyla da sıkı bir pazarlığa giren Bekensir'in "Sakın kimseye söyleme. Yoksa başıma iş açılır" dediği öne sürüldü.
İddialara göre Önder Bekensir ev kiraladığını herkesten saklamış. Evi kiraladığı emlakçıyla da sıkı bir pazarlığa giren Bekensir'in "Sakın kimseye söyleme. Yoksa başıma iş açılır" dediği öne sürüldü.
Yarım yıldızlar
Beşiktaş, galibiyet için çıktığı maçta Bursaspor ile berabere kalarak zirve yarışında ağır bir yara aldı. İşte basında çıkan yorumlar; BURSASPOR - BEŞİKTAŞ KARŞILAŞMASINDAN KARELER.. ...Beşiktaş, galibiyet için çıktığı maçta Bursaspor ile berabere kalarak zirve yarışında ağır bir yara aldı. İşte basında çıkan yorumlar;
ÖMER ÜRÜNDÜL: TEK KALE MAÇ (SABAH)
Beşiktaş dün Bursa'da 90 dakika hemen hemen tek kale oynadığı maçta iki puan kaybetti.
En net pozisyonda kaleciyi de geçen Nobre'nin kaçırdığı golde Bursasporlu Melo'nun çabuk ve başarılı takipçiliğinin önemli rolü vardı. Beşiktaş takım savunmasında da başarılıydı. Defans bloğunun ortasındaki oyuncular yetersiz rakip forvetleri çok rahat pasifize ettiler. Ayrıca Yusuf'a gelen her topta mutlaka iki kişilik bir yakın baskı oluşturuldu.
Çok üstün oynanan, rakibe top kullanma şansı verilmeyen ve sadece ilk yarıda kalesinde bir tehlike yaşayan Beşiktaş çok önemli iki puanı kaybetti.
Hakem Kuddusi Müftüoğlu, soğukkanlılığı, kendine güveni, oyunun üstüne çıkmayan görüntüsüyle son derece objektif, başarılı bir maç yönetti. Gözüme çarpan tek hatası ise ilk yarıda Ekrem'e göstermediği çok açık sarı karttı.
FATİH DOĞAN: BEYAZ SAYFA (FOTOMAÇ)
Statta dostluk hakimdi. Beyaz sayfa açıldı. Trabzon karşılaşmasından sonra ikinci kez 4'lü savunmayla sahaya çıkan Denizli bu maça daha ofansif bir anlayışla takımını hazırlamış. Dün ilginç olan Cisse'nin yokluğunda ön libero olarak düşünülebilecek Uğur ve iki Serdar'ın yedek oturtulup, çok koşan kanat oyuncuları Ekrem Dağ ve Ali Tandoğan'ın bu alanda oynatılmasıydı.
O zaman da Trabzon'da kazanılan 'Önemli olan kazanmak' söylemini hatırlatmakta fayda var. Beşiktaş saha içinde futbolcu yerlerinde ve sistemde bu kadar değişikliğe gittiği müddetçe sıkıntılı sonuçlar yaşamaya devam eder. Bizim gördüğümüz bu.
TURGAY DEMİR: YARIM YILDIZLAR (FOTOMAÇ)
Ne Delgado, ne Tello, ne Nobre, ne Holosko, ne Bobo, ne de Serdar Özkan. Alın birini vurun ötekine. Hiçbiri yıldız falan değil. Yıldız dediğin kötü sonuca isyan eder. Oyuna ağırlığını koyar. Maçı kotarır, alır, götürür. Bunların hiçbirinde bu özellik yok.
Yıldız oyuncularınız yoksa değerlendiremezsiniz. Bakın ben size bir şey söyleyeyim dün Beşiktaş'ın kadrosunda Lugano olsa en az iki gol atardı. Sadece top takip ederek yapardı bunu. İvankov topu elinden kaçırıyor, beş metre önüne düşürüyor, Delgado kılını kıpırdatmadan seyrediyor.
Fener nasıl Alex olmadan oynamaya alıştıysa Beşiktaş da Delgado'suz oynamayı öğrenmelidir. Yoksa işi zor. Peki bu kadar oyuncusu dökülürken sadece savunmasıyla ayakta kalan Beşiktaş dün sahadan üç puan alamaz mıydı diye bir soru aklınıza takılmış olabilir. Öyleyse cevap verelim. Alabilirdi! Eğer üç kornere bir penaltı verilseydi.
İLKER ATEŞ: KORNERLER YETMEDİ (FOTOMAÇ)
Bazı rekorlara madalya verilmiyor. Eğer verilmiş olsa 40 dakikada 10; 90 dakikada tam 17 korner atan Beşiktaş maçın kesin galibi olurdu.
Beşiktaş'ın Bursaspor kalesini kuşattığı ve roker sayıda korner kazandığı maçta iki net gol pozisyonu vardı. Birinde Nobre'nin zamanlama hatası, ötekinde de Serdar Özkan'ın beceriksiz vuruşu vardı. Bursaspor ise maç boyunca sadece bir enstantane pozisyonda Sercan'la gole yaklaştı, o kadar.
Beşiktaş kendi seyircisi önünde değil ama kendi sahasında oynuyormuş gibi oldukça rahat bir maç çıkarttı. Maçta kim en iyi oyuncuydu derseniz, biraz Tello'ydu derim, başka da adam sayamam. Maçın golü de yoktu, yıldızı da!
İSMAİL ER: YÜRYILIN AYIBI! (HÜRRİYET)
BEŞİKTAŞLI taraftarların, İstanbul'a iki saatlik Bursa deplasmanına sokulmaması bence yüzyılın ayıbıdır. Yönetimler, federasyonlar değişti ama IQ'lar, yerinde sayıyor.
Samet Aybaba'nın başlattığı gençlik harekatı Bursaspor'un temel taşları olmuş. Tecrübeli Ömer Erdoğan, Yusuf'un arasında Bekir, Gökhan Güleç, Sercan, İbrahim Öztürk, Volkan ekonomik olarak güçlü Beşiktaş karşısında oldukça pahalı olduklarını ortaya koydular. Helal olsun Güvenç Kurtar'a elindeki malzemeyi çok iyi kullandı.
Dün o kadar çok ayıp vardı ki, misafir takımın taraftarlarının sokulmaması, sahada özlenen futbolun oynanmaması, parada yüksek ama teknikte düşük kalitede oyun çıkartan yabancıları gördükçe kahroldum.
ERMAN TOROĞLU: UTANSINLAR (HÜRRİYET)
Maraton'da biz bazen kırılma dakikaları yapıyoruz. Alın bakalım bu maçta kırılma dakikaları yapın. Maçın 90 dakikasını bir dakika göstereceksin. Çünkü bu maçta kırılmama var.
Düşünün nasıl bir maç olduğunu. İki takım hakem Kuddusi Müftüoğlu'nu bile zorlayamadı. Yalnız, 2008 yılında Yeşil Bursa'nın futbol zemini toprak gibiydi. Bu da onların en büyük ayıbı olsa gerek. Bursa'nın neresine bir sopa soksan, biraz sulasan ağaç biter. Tamamen koşturmacanın olduğu, mücadelenin olduğu, kalitenin ve futbolun olmadığı, heyecandan yoksun maçta bizim yazacaklarımız bu kadar. Keşke bunların hiçbirini yazmasaydık da sırf futboldan bahsetseydik.
'de futbolu bu hale getirenler ve bize bunları yazdıranlar utansınlar.
ÖMER ÜRÜNDÜL: TEK KALE MAÇ (SABAH)
Beşiktaş dün Bursa'da 90 dakika hemen hemen tek kale oynadığı maçta iki puan kaybetti.
En net pozisyonda kaleciyi de geçen Nobre'nin kaçırdığı golde Bursasporlu Melo'nun çabuk ve başarılı takipçiliğinin önemli rolü vardı. Beşiktaş takım savunmasında da başarılıydı. Defans bloğunun ortasındaki oyuncular yetersiz rakip forvetleri çok rahat pasifize ettiler. Ayrıca Yusuf'a gelen her topta mutlaka iki kişilik bir yakın baskı oluşturuldu.
Çok üstün oynanan, rakibe top kullanma şansı verilmeyen ve sadece ilk yarıda kalesinde bir tehlike yaşayan Beşiktaş çok önemli iki puanı kaybetti.
Hakem Kuddusi Müftüoğlu, soğukkanlılığı, kendine güveni, oyunun üstüne çıkmayan görüntüsüyle son derece objektif, başarılı bir maç yönetti. Gözüme çarpan tek hatası ise ilk yarıda Ekrem'e göstermediği çok açık sarı karttı.
FATİH DOĞAN: BEYAZ SAYFA (FOTOMAÇ)
Statta dostluk hakimdi. Beyaz sayfa açıldı. Trabzon karşılaşmasından sonra ikinci kez 4'lü savunmayla sahaya çıkan Denizli bu maça daha ofansif bir anlayışla takımını hazırlamış. Dün ilginç olan Cisse'nin yokluğunda ön libero olarak düşünülebilecek Uğur ve iki Serdar'ın yedek oturtulup, çok koşan kanat oyuncuları Ekrem Dağ ve Ali Tandoğan'ın bu alanda oynatılmasıydı.
O zaman da Trabzon'da kazanılan 'Önemli olan kazanmak' söylemini hatırlatmakta fayda var. Beşiktaş saha içinde futbolcu yerlerinde ve sistemde bu kadar değişikliğe gittiği müddetçe sıkıntılı sonuçlar yaşamaya devam eder. Bizim gördüğümüz bu.
TURGAY DEMİR: YARIM YILDIZLAR (FOTOMAÇ)
Ne Delgado, ne Tello, ne Nobre, ne Holosko, ne Bobo, ne de Serdar Özkan. Alın birini vurun ötekine. Hiçbiri yıldız falan değil. Yıldız dediğin kötü sonuca isyan eder. Oyuna ağırlığını koyar. Maçı kotarır, alır, götürür. Bunların hiçbirinde bu özellik yok.
Yıldız oyuncularınız yoksa değerlendiremezsiniz. Bakın ben size bir şey söyleyeyim dün Beşiktaş'ın kadrosunda Lugano olsa en az iki gol atardı. Sadece top takip ederek yapardı bunu. İvankov topu elinden kaçırıyor, beş metre önüne düşürüyor, Delgado kılını kıpırdatmadan seyrediyor.
Fener nasıl Alex olmadan oynamaya alıştıysa Beşiktaş da Delgado'suz oynamayı öğrenmelidir. Yoksa işi zor. Peki bu kadar oyuncusu dökülürken sadece savunmasıyla ayakta kalan Beşiktaş dün sahadan üç puan alamaz mıydı diye bir soru aklınıza takılmış olabilir. Öyleyse cevap verelim. Alabilirdi! Eğer üç kornere bir penaltı verilseydi.
İLKER ATEŞ: KORNERLER YETMEDİ (FOTOMAÇ)
Bazı rekorlara madalya verilmiyor. Eğer verilmiş olsa 40 dakikada 10; 90 dakikada tam 17 korner atan Beşiktaş maçın kesin galibi olurdu.
Beşiktaş'ın Bursaspor kalesini kuşattığı ve roker sayıda korner kazandığı maçta iki net gol pozisyonu vardı. Birinde Nobre'nin zamanlama hatası, ötekinde de Serdar Özkan'ın beceriksiz vuruşu vardı. Bursaspor ise maç boyunca sadece bir enstantane pozisyonda Sercan'la gole yaklaştı, o kadar.
Beşiktaş kendi seyircisi önünde değil ama kendi sahasında oynuyormuş gibi oldukça rahat bir maç çıkarttı. Maçta kim en iyi oyuncuydu derseniz, biraz Tello'ydu derim, başka da adam sayamam. Maçın golü de yoktu, yıldızı da!
İSMAİL ER: YÜRYILIN AYIBI! (HÜRRİYET)
BEŞİKTAŞLI taraftarların, İstanbul'a iki saatlik Bursa deplasmanına sokulmaması bence yüzyılın ayıbıdır. Yönetimler, federasyonlar değişti ama IQ'lar, yerinde sayıyor.
Samet Aybaba'nın başlattığı gençlik harekatı Bursaspor'un temel taşları olmuş. Tecrübeli Ömer Erdoğan, Yusuf'un arasında Bekir, Gökhan Güleç, Sercan, İbrahim Öztürk, Volkan ekonomik olarak güçlü Beşiktaş karşısında oldukça pahalı olduklarını ortaya koydular. Helal olsun Güvenç Kurtar'a elindeki malzemeyi çok iyi kullandı.
Dün o kadar çok ayıp vardı ki, misafir takımın taraftarlarının sokulmaması, sahada özlenen futbolun oynanmaması, parada yüksek ama teknikte düşük kalitede oyun çıkartan yabancıları gördükçe kahroldum.
ERMAN TOROĞLU: UTANSINLAR (HÜRRİYET)
Maraton'da biz bazen kırılma dakikaları yapıyoruz. Alın bakalım bu maçta kırılma dakikaları yapın. Maçın 90 dakikasını bir dakika göstereceksin. Çünkü bu maçta kırılmama var.
Düşünün nasıl bir maç olduğunu. İki takım hakem Kuddusi Müftüoğlu'nu bile zorlayamadı. Yalnız, 2008 yılında Yeşil Bursa'nın futbol zemini toprak gibiydi. Bu da onların en büyük ayıbı olsa gerek. Bursa'nın neresine bir sopa soksan, biraz sulasan ağaç biter. Tamamen koşturmacanın olduğu, mücadelenin olduğu, kalitenin ve futbolun olmadığı, heyecandan yoksun maçta bizim yazacaklarımız bu kadar. Keşke bunların hiçbirini yazmasaydık da sırf futboldan bahsetseydik.
'de futbolu bu hale getirenler ve bize bunları yazdıranlar utansınlar.
Endonezya'da deprem: En az 2 ölü
Endonezya'nın doğusunda dün gece 7.5 büyüklüğünde meydana gelen çok şiddetli depremde en az 2 kişinin öldüğü bildirildi.Yetkililer, Sulawesi adası ...n class="ver11">Endonezya'nın doğusunda dün gece 7.5 büyüklüğünde meydana gelen çok şiddetli depremde en az 2 kişinin öldüğü bildirildi.
Yetkililer, Sulawesi adası kıyılarını vuran depremde 37 kişinin yaralandığını ve yüzlerce evin hasar gördüğünü belirtti.
ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu, depremin merkezinin denizin 26 kilometre altında olduğunu, 2 artçı şoktan birinin 5.5, diğerinin 5.1 büyüklüğünde olduğunu bildirmişti.
Sumatra adası açıklarında 2004 yılının sonlarında meydana gelen büyük depremin yol açtığı tsunamide 160 bini Endonezya'da olmak üzere 230 binden fazla kişi ölmüştü.
AA
Yetkililer, Sulawesi adası kıyılarını vuran depremde 37 kişinin yaralandığını ve yüzlerce evin hasar gördüğünü belirtti.
ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu, depremin merkezinin denizin 26 kilometre altında olduğunu, 2 artçı şoktan birinin 5.5, diğerinin 5.1 büyüklüğünde olduğunu bildirmişti.
Sumatra adası açıklarında 2004 yılının sonlarında meydana gelen büyük depremin yol açtığı tsunamide 160 bini Endonezya'da olmak üzere 230 binden fazla kişi ölmüştü.
AA
Dolar bu hafta ne olacak?
İstanbul serbest piyasada dolar 1,6170 YTL, euro 2,0290 YTL'den haftaya başladı.Kapalıçarşı'da 1,6150 YTL'den alınan dolar 1,6170 YTL'den satılıyor. ...İstanbul serbest piyasada dolar 1,6170 YTL, euro 2,0290 YTL'den haftaya başladı.
Kapalıçarşı'da 1,6150 YTL'den alınan dolar 1,6170 YTL'den satılıyor. 2,0270 YTL'den alınan euro'nun satış fiyatı ise 2,0290 YTL olarak belirlendi.
Serbest piyasada önceki kapanışta doların satış fiyatı 1,6060 YTL, euro'nun satış fiyatı ise 2,0380 YTL olmuştu.
Bankalararası piyasada dolar kotasyonları en düşük 1,6175 YTL, en yüksek 1,6200 YTL seviyesinde bulunuyor.
Dolar kotasyonları saat 09:20 itibariyle alışta en düşük 1,6095 YTL, en yüksek 1,6120 YTL, satışta en düşük 1,6175 YTL, en yüksek 1,6200 YTL seviyesinde bulunuyor.
UZMANLAR NE DÜŞÜNÜYOR?
Bankacılar, bu hafta yurtdışı piyasaların etkilerinin yakından takip edilmeye devam edileceğini ancak piyasayı asıl hareketlendirebilecek gelişmenin 'nin IMF ile ilişkilerinin bundan sonra nasıl şekillendireceği konusunda gelebilecek bir açıklama olacağını söylediler.
Yabancı bir bankanın tahvil/bono yöneticisi, "Piyasada şu anda yurtdışı gelişmelerin etkilerini görüyoruz. IMF haberleri henüz tam fiyatlanmadı. Yıl sonu yaklaştığı için işlem hacimleri de oldukça azaldı. Bu haftanın gündemi yurtdışı piyasalar artı IMF olacak. Olası bir IMF anlaşmasına yabancı yatırımcıların nasıl tepki vereceği, ne kadarlık bir para girişi olacağı merak ediliyor" dedi.
IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn, 'nin global kredi krizini atlatması için yeni bir anlaşmaya daha varılmadığını ancak anlaşmaya yakın olunduğunu söyledi. Hafta sonu yapılan G20 zirvesi sonrasında düzenlenen bir basın toplantısında konuşan Strauss-Kahn, Başbakan Tayyip Erdoğan ile Cuma günü görüştüklerini ve Erdoğan'a 'nin şu anki durumunun özel bir ilgi gerektirdiğini söylediğini belirtti.
IMF ile yapılan standby anlaşması Mayıs ayında bitmiş, ancak yeni paketle ilgili çalışma, özellikle harcamalar kaleminin dahil olduğu çeşitli konulardaki anlaşmazlıklar nedeniyle ilerleyememişti.
Tahvil/bono piyasasında 23 Haziran 2010 vadeli gösterge tahvilin ortalama bileşik faizi Cuma spot kapanışta yüzde 22.15 olurken, valörlüde faiz yüzde 22.49 oldu. Tezgahüstü piyasada gösterge tahvilin bileşik faizi bu sabah 0857 itibarıyla yüzde 22.30 seviyesindeydi.
Kapalıçarşı'da 1,6150 YTL'den alınan dolar 1,6170 YTL'den satılıyor. 2,0270 YTL'den alınan euro'nun satış fiyatı ise 2,0290 YTL olarak belirlendi.
Serbest piyasada önceki kapanışta doların satış fiyatı 1,6060 YTL, euro'nun satış fiyatı ise 2,0380 YTL olmuştu.
Bankalararası piyasada dolar kotasyonları en düşük 1,6175 YTL, en yüksek 1,6200 YTL seviyesinde bulunuyor.
Dolar kotasyonları saat 09:20 itibariyle alışta en düşük 1,6095 YTL, en yüksek 1,6120 YTL, satışta en düşük 1,6175 YTL, en yüksek 1,6200 YTL seviyesinde bulunuyor.
UZMANLAR NE DÜŞÜNÜYOR?
Bankacılar, bu hafta yurtdışı piyasaların etkilerinin yakından takip edilmeye devam edileceğini ancak piyasayı asıl hareketlendirebilecek gelişmenin 'nin IMF ile ilişkilerinin bundan sonra nasıl şekillendireceği konusunda gelebilecek bir açıklama olacağını söylediler.
Yabancı bir bankanın tahvil/bono yöneticisi, "Piyasada şu anda yurtdışı gelişmelerin etkilerini görüyoruz. IMF haberleri henüz tam fiyatlanmadı. Yıl sonu yaklaştığı için işlem hacimleri de oldukça azaldı. Bu haftanın gündemi yurtdışı piyasalar artı IMF olacak. Olası bir IMF anlaşmasına yabancı yatırımcıların nasıl tepki vereceği, ne kadarlık bir para girişi olacağı merak ediliyor" dedi.
IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn, 'nin global kredi krizini atlatması için yeni bir anlaşmaya daha varılmadığını ancak anlaşmaya yakın olunduğunu söyledi. Hafta sonu yapılan G20 zirvesi sonrasında düzenlenen bir basın toplantısında konuşan Strauss-Kahn, Başbakan Tayyip Erdoğan ile Cuma günü görüştüklerini ve Erdoğan'a 'nin şu anki durumunun özel bir ilgi gerektirdiğini söylediğini belirtti.
IMF ile yapılan standby anlaşması Mayıs ayında bitmiş, ancak yeni paketle ilgili çalışma, özellikle harcamalar kaleminin dahil olduğu çeşitli konulardaki anlaşmazlıklar nedeniyle ilerleyememişti.
Tahvil/bono piyasasında 23 Haziran 2010 vadeli gösterge tahvilin ortalama bileşik faizi Cuma spot kapanışta yüzde 22.15 olurken, valörlüde faiz yüzde 22.49 oldu. Tezgahüstü piyasada gösterge tahvilin bileşik faizi bu sabah 0857 itibarıyla yüzde 22.30 seviyesindeydi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)